Kasım
sayımız çıktı

Erkek Bâbıâli’de bir gazete ressamı

ÖMER DURMAZ VE TUNÇ KÜÇÜKASLAN

Kadın basın-yayın ressamlarından Sevinç Osma Tiryakigil bugün 87 yaşında. Güzel Sanatlar Akademisi’nde başlayan yolculuğu, dünya denizlerinde sürmüş; sonrasında Bâbıâli’ye demir atan erkeklerin arasında gazete ve kitapları resimlemiş, onları bizim için canlandırmış.

İllüstrasyon ve grafik tasarım alanlarında, yakın zamanlara kadar gazete, matbaa, dergi, kapak, ilan, afiş yapanlar çalışırdı. 19. yüzyıl sonundan 20. yüzyılın sonuna kadar bizde basın-yayın dünyasının merkezi Bâbıâli’de çalışan ve ‘ressam’ olarak anılan bu kişiler; gazetelerin, dergilerin, yayınevi ve matbaaların görsel ihtiyaçlarını karşılarlardı. Basın-yayın ressamları büyük oranda erkekti ve kadınların bu alanda görünür olmaları 1970’lerden sonra başladı. Daha önceki dönemde Sabiha Bozcalı, Neriman Erkmen, Gülümser Aral Üretmen gibi ancak birkaç kişinin isminden sözedebiliyoruz. Şimdi #tarih sayfalarında bu isimlere bir yenisini daha ekliyoruz: Bugün Bodrum’da yaşayan Sevinç Osma Tiryakigil.

Sevinç Osma Tiryakigil 1970’li yıllarda basın-yayın dünyasında çalışmış nadir kadın sanatçılardan biriydi.

1933’te İstanbul Anadolu Hisarı’nda dünyaya gelen Sevinç Osma, Kandilli Lisesi’nden sonra 1955’te Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü’ne girmiş. 1960’ta eğitimini tamamlamadan evlenmiş ve uzun yol gemi kaptanı eşiyle dünyayı dolaşmış (Yolculukları sırasında günlüklerine eşlik eden resimlemeler, yıllar sonra yeğeni Bade Osma’nın kaleme aldığı Maruha romanıyla günyüzüne çıkacaktır). Sevinç Osma, o dönem Altan Erbulak ve Suat Yalaz’ın gösterdiği ilgi sayesinde Tan ve Tercüman’da gibi vinyetler çizer ve Bâbıâli’nin basın-yayın ressamları arasında yer alır. O dönemi hatırlarken şunları aktarıyor: “Beni Altan Erbulak ile Suat Yalaz tanıttı. Yalaz’ın tipleri, sert hatları olan katı tiplerdi; benim yumuşak çizgilerim, romanların içindekileri canlandırmam onlara cazip geldi. Başka kadın ressam yoktu”.

Birçok süreli yayın ve kitap için illüstrasyonlar yaptı.

Tiryakigil 70’li yıllarda Bâbıâli dünyasındaki ressamlardan bahsederken şöyle diyor: “Roman kapağı resimlerken içini de okuyorum, romanı okumadan olmuyor. Kırmızı Başlıklı Kız diyelim; içinde kurt var; aneneannesi var… Hemen okuyorum, müsveddelerini karalıyorum, aydıngere alıyorum ondan sonra çiziyorum. Düz bir kitap, resim falan yok. Onları canlandırıp kağıda geçiriyorum”.

Söyleşinin videosu: http://bit.ly/sevincosma