Birçok kaynak Cumhuriyet Halk Fırkası’nın (CHF, sonradan CHP) 9 Ağustos ya da 9 Eylül 1923’te kurulduğunu yazar. Mustafa Kemal’in, Sivas Kongresi’ni partinin ilk kongresi olarak kabul ettiğini söylemesinden hareketle 4-11 Eylül 1919 tarihini verenler de vardır. Doğru tarih ise Halk Fırkası’nın kuruluş dilekçesinin içişleri Bakanlığı’na verildiği 24 Ekim 1923’tür.
İkinci TBMM’nin özellikleri arasında Halk Fırkası’nı kurmuş olması da vardır. Bu önemli gelişmenin gayet ilginç bir tarihi olduğunu söyleyebiliriz. Nitekim İkinci TBMM’yi oluşturan milletvekilleri 9 Ağustos 1923’te toplanmışlar ve metni kendilerine dağıtılan Halk Fırkası tüzüğünü o gün görüşmeye başlamışlardır. Bu nedenle, bazı kaynaklarda Halk Fırkası’nın kuruluş tarihi olarak 9 Ağustos 1923 verilir. Ancak bu tarih, hem Halk Fırkası’nın kuruluş tarihi olarak yanlıştır hem de İkinci TBMM’nin açılış tarihi değildir. Meclis 11 Ağustos’ta, yani iki gün sonra açılmıştır.
Öte yandan, birçok kaynakta Halk Fırkası’nın 9 Eylül 1923’te kurulduğunu görürüz. Daha yaygın kabul gören bu tarih de bizce yanlıştır. İzmir’in kurtuluşunun birinci yıldönümü olan bu tarihte yeni partinin tüzüğünün görüşülmesi tamamlanmış ve tüzük kabul edilmiştir. Ancak bu, partinin kurulmuş olması anlamına gelmez. Başka bir yaygın görüş ise partinin ortaya çıkışını 11 Eylül’e tarihler; zira o gün partinin kurulduğu partililerce resmen ilan edilmiş, Mustafa Kemal Paşa da başkan seçilmiştir. Bu görüş de bizce yanlıştır. Kaldı ki, 11 Eylül’de partinin bir genel sekreteri bile henüz yoktu. Recep (Peker) Bey, ancak 15 Eylül’de genel sekreter seçilecekti.
Tarihimizi askerî başarılarımızdan ya da Mustafa Kemal Paşa’nın hayatından alınmış, sembolik bir dizi günle yazmaya çalışmaktansa, konunun gerektirdiği gibi hukuk dizgemize bakarak yazmamız daha doğru olur. Burada da bakılması gereken kanun, o dönemde siyasal partilere ilişkin olan Cemiyetler Kanunu’dur. Bu kanuna göre dernekler gibi siyasal partilerin de kurulabilmesi için iç yapılarının tamamlanmasından sonra, tüzüklerini ve yönetimlerinde yer alanların adlarını İçişleri Bakanlığı’na bir dilekçeyle birlikte vermek yeterliydi. İşte Halk Fırkası bunu 24 Ekim 1923’te yapmış olduğu için, partinin kuruluş tarihinin de 24 Ekim olması gerekir.
Tabii Halk Fırkası’nın kuruluş tarihinden dem vurulduğunda birçok yayında görüldüğü gibi 4-11 Eylül 1919 tarihlerinde gerçekleşen Sivas Kongresi de akla geliyor. Bu da tarihçiliğimizin ne kadar zayıf, daha doğrusu ne kadar yanlı olabileceğini bize gösteren başka bir şehir efsanesinin dışavurumudur. Bilindiği gibi Mustafa Kemal Paşa, o günkü adıyla Cumhuriyet Halk Fırkası’nın ilk kongresi olan 1927 Kongresi’ni açış konuşmasında sözkonusu kongreyi “ikinci kongre” biçiminde tanıtmış, Sivas Kongresi’ni partinin ilk kongresi olarak kabul etmişti. Biliyoruz ki Mustafa Kemal Paşa, bu sözleriyle tarih yazmıyordu; siyaset yapıyordu. Niyeti, 1924’te partisinden ayrılarak Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nı kuranları Millî Mücadele tarihinden dışlamaktı. Böylelikle Millî Mücadele’yi Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti değil, Halk Partisi gerçekleştirmiş olacak; partiden ayrılmış olanlar ise Millî Mücadele’nin amaçlarından sapmış olacaklardı. Ancak birçok okurumuzun da bildiği gibi günümüzde hâlâ kitapçı raflarında Cumhuriyet Halk Partisi’nin 1919’da kurulduğunu iddia eden kitaplara rastlayabiliyoruz.
Halk Fırkası’nın kuruluş aşamasına ilişkin olarak vurgulanması gereken son bir nokta da, 1923’te “Halk Fırkalı” olmanın ne anlama geldiğidir. Hatırlanacağı üzere (#tarih dergi -100. ve 104. sayı) İkinci TBMM’den sözederken, bu Meclis’in Mustafa Kemal Paşa’nın siyasal çizgisine bütünüyle uymayan bir yapı olduğunu söylemiş; Lozan Antlaşması’nın onaylanması konusunda aykırı görüşlere rastlandığını, cumhuriyetin ilanı sırasında ise olumlu oyların salt çoğunluğu az bir farkla aşabildiğini belirtmiştik. Bu durum daha sonra da devam edecek ve 1924’ün Mart-Nisan aylarında cumhuriyet tarihimizin ilk Anayasası yapılırken Mustafa Kemal Paşa yanlılarının çoğunlukta olduğu Anayasa Komisyonu’ndan gelen maddelerin birçoğu üçte iki çoğunluğu sağlayamadığı için kabul edilmeyecektir. Tabii Halk Fırkası’nın kurucu üyelerinin neredeyse Meclis’in tamamını oluşturan milletvekilleri olduğunu hatırlayacak olursak, partinin o tarihte tümüyle Mustafa Kemal Paşa’nın devrim programına katılanlardan oluşmadığını teslim etmemiz gerekir. İkinci TBMM ve Halk Fırkası’nın bu özelliği ise Meclis’in ikinci seçim döneminde gerçekleşen bir dizi köklü reformun da hangi şartlarda kanunlaştıkları hakkında bir fikir verecektir.