ABD başkan adayı Donald Trump, geçen ay kendisine düzenlenen suikasttan küçük bir kulak yarasıyla kurtuldu. Ancak bu hadisenin siyasi sonuçları büyüktü: Rakibi Joe Biden adaylıktan çekildi; Trump’ın oy oranları yükselişe geçti; Kasım ayında yapılacak ve sadece ABD’yi değil tüm dünyayı etkileyecek seçimler daha da kritik bir hâle geldi. İşte kimileri ağır sonuçlar doğuran, kimileri sinema ve edebiyat sayesinde unutulmayan kimileri ise kurban adaylarını daha da yükselten başarısız suikastlardan en ünlüleri.
SUNUŞ
Ölmek veya ölmemek: İşte bütün mesele bu…
Bir süre önce ABD başkan adaylarından Donald Trump’a yapılan silahlı saldırı (13 Temmuz) ardından, diğer aday Joe Biden’ın yarıştan çekildiğini açıklaması (21 Temmuz), dikkatimizi bu ülkenin tarihine çevirdi. Biden’ın adaylıktan vazgeçmesinin esas nedeni, başarısız suikast girişimi değildi elbette. Ancak bu saldırı, Trump’ın yüzü kanlar içinde, yumruğunu havada sallayarak, dalgalanan Amerikan bayrağı önünde ikonik bir fotoğraf çektirmesini sağlamıştı. Başkan ve başkan adaylarına suikast düzenlemek, ABD’de neredeyse bir “gelenek”ti. Bu girişimler Robert Kennedy’nin 1968 seçimleri öncesi adaylık yarışı sırasında öldürülmesi gibi “başarıyla” sonuçlandığında, belki karşı tarafın işine yarıyordu; ama yarım kaldığında, hedef alınan kişiye verilmiş bir buket çiçek gibiydi.
Seçim kampanyası sırasında yaralanan bir adayın bundan yararlanmamasını beklemek şüphesiz zor. Brezilya’da 2018 seçimlerine gidilirken aşırı Sağcı aday Jair Bolsonaro bir taşra kentinde omuzlarda taşınırken, adamın biri aradan sokulup karnına bıçak saplamıştı. Bolsonaro’nun kurmayları önceleri bu olayı kötüye kullanmayacaklarını açıklasalar da, kendisi seçimin son haftalarında neredeyse bir “şehit” mertebesine çıkarıldı ve seçimleri kolaylıkla kazandı. Suikast, Bolsonaro’nun işine yaramıştı.
Elbette işler her zaman bu kadar yolunda gitmiyordu. ABD’de 1912’de yeniden başkanlığa adaylığını koyan Theodore Roosevelt, Milwaukee’yi ziyaretinde John Schrank adlı bir akıl hastasının saldırısına uğradı. Schrank, Roosevelt’i vurma emrini, 1901’de suikastta öldürülmüş olan eski başkanlardan “William McKinley’nin hayaletinden aldığını” iddia edecekti. Neyse ki kurşun Theodore Roosevelt’in 50 sayfalık seçim nutkunun içinden geçtiği için sadece göğüs kaslarını zedeledi. Ancak bu saldırı ve ayrıca Roosevelt’in daha sonra “boğa gibi sağlamım” şeklindeki açıklamaları, seçilmesini sağlayamadı. Yine de unutulmaması gereken nokta, Roosevelt’in Demokrat veya Cumhuriyetçilerin adayı olmaması, İlerici Parti adıyla kurduğu üçüncü bir partiden seçimlere katılmasıydı: Sonuçta başkan olamadıysa bile, Amerikan tarihinde üçüncü bir parti adayının elde ettiği en yüksek oy oranına ulaştı ve belki de bu oyların bir bölümünü bu suikast girişimine borçluydu.
Sadece ABD’de değil bütün dünyada, devlet başkanlarına veya adaylara yönelik başarısız suikastların, hedef alınan kişiye verilmiş bir “hediye”ye dönüştüğünü görüyoruz. Çoğu zaman bu kurşunlar, bombalar veya hançerler, suikast girişimine uğrayanların eline silah vererek önceden alınmış kararların bahanesini oluşturuyor. Bu işte başarısızlık, avcının kaplanı yaralamakla yetinmesine benziyor. Suikastler, heyecanlı bir olaylar zinciri olarak geliştiğinden hayalgücümüzü harekete geçiriyor, sinema ve edebiyata malzeme sağlıyor.
#tarih