İstanbul’daki yabancı diplomatlar, başkentlerine yazdıkları mektuplardaki kimi kısımları şifrelemekteydi.
Görünmez mektup
16. yüzyılda sansürden geçmek için görünmez mürekkeple yazılmış bir esir mektubu. Mektuba ateşte “işkence” edildiğinde, yazı kırmızı bir renkte belirgin hale gelmektedir.
Osmanlı arşivlerinde örneklerine pek rastlayamadığımız casus raporlarını Avrupa arşivlerinde bulmak mümkündür. Osmanlı karşı istihbaratına yakalanmak istemeyen İspanyol casusları, raporlarını görünmez mürekkeple yazmakta ve bunlara tüccarların ya da esirlerin ailelerine yazdığı mektup süsü vermekteydiler.
Rönesans döneminin popüler bir uğraşı olan şifreleme de, daimi elçiliğin yaygınlaşmasıyla birlikte 16. yüzyılda merkezî devletlerin yatırım yaptığı bir alan haline gelmişti. 16. yüzyılda Venedik, Roma ve Madrid’de kançılaryaların bir parçası olarak şifre katipleri ortaya çıkmaya başlayacaktı. Her ne kadar tekniği gittikçe karmaşıklaşan şifrelerin eski Türkçe’ye ne kadar uygulandığı tartışmalı olsa da, Osmanlı casuslarının yazdığı İtalyanca mektuplarda kullanılmıştır.
İstanbul’daki yabancı diplomatlar, başkentlerine yazdıkları mektuplardaki önemli bilgiler içeren kısımları şifrelemekteydi. Osmanlılar’ın yabancı elçiler için çalışan kuryeleri sürekli durdurup mektuplarına elkoyduğu gözönüne alındığında, hem elçilerin bu hassassiyeti hem de şifre kullanılmaması yönündeki Osmanlı telkinlerini anlamak daha da kolaylaşır. Osmanlı kançılaryasının düzenli olarak yenilenen bu şifreleri çözmekte genelde başarısız olduğunu ve İstanbul’un bazen bizzat elçilik çalışanlarını rüşvetle baştan çıkararak hedeflerine ulaştıklarını biliyoruz.
Çözülen şifreli belge
İspanyol arşivlerindeki bu casus mektubu, kançılaryadaki şifre katiplerinden biri tarafından kırılmış ve çözülen metin yan tarafa yazılmıştır.