Ülkenin bağımsızlık savaşı tarihinin belki de en önemli figürü, önce “demokratik ve anti feodal temelde bir modern devlet”, sonra “ne polis devleti ne köktendinci Cumhuriyet” şiarıyla kitleleri peşindenden sürüklemişti.
Cezayir Bağımsızlık Savaşı’nı başlatan dokuz tarihsel önderden biri ve yaşayan sonuncusu olan Hocine Ait Ahmed’in (Hüseyin Ait Ahmet) hayat hikayesi, ülkesinin tarihini anlatmak için yazılmış gibi.
Küçük yaşta Fransız sömürgeciliğine karşı Cezayir kimliğinin zaferi için Kabilce ve Fransızca şiirler yazmaya başlayan Ahmed, lisedeyken Cezayir Halk Partisi’ne (PPA) katılır ve 16 yaşında partinin merkez komitesinde görev alır. 1947’deki kongrede silahlı mücadele ihtimaline yönelik bir paramiliter özel örgüt (OS) kurulmasını önerir; partinin merkez komite ve siyasi büro üyesi iken Kasım 1947’de OS’nin başına geçer. Bir yıl sonra örgütün yetkili kademesine Cezayir tarihi ve çok muhtemel bir devrimci savaşın ideolojik yönelişlerine ilişkin bir rapor sunar.
Dönemin milli mücadele önderi Messali Hadj, Arap+Müslüman bir ideolojik mücadele yürütürken, Ahmed dil ve bölgeden azade bir “Cezayir kimliği”ni savunur. .
Ahmed, Afrika ve Asya’daki bütün sömürge karşıtı hareketler ve Üçüncü Dünya ile bağlar geliştirmek üzere bir Cezayir diplomasisi raporu hazırlar. 1952’de Kahire’de hareketin temsilcisidir. 1956’da New York’da Birleşmiş Milletler nezdinde bir FLN bürosu açar. Mart 1962’de Evian anlaşmasıyla Cezayir’in bağımsızlığı kabul edildiğinde tüm tutuklu liderlerle birlikte serbest bırakılır.
Eylül 1962’de Cezayir ordusu başkente girer. Kurucu Ulusal Meclis’e seçilen Ahmed, yeni rejimin demokratik olmadığını; “Demokratik ve anti feodal temelde bir modern devlet” için mücadele ettiklerini, bunun ancak “halkın doğrudan denetimi” ile sağlanabileceğini belirtir.
Eylül 1963’te Cezayir’in ilk (bugün en eski) muhalefet partisi olan FFS (Sosyalist Güçler Cephesi)’yi kurar. Bin Bella askerî birlikleri gönderince hesapta olmayan bir “silahlı direniş” başlatır. Ekim 1964’te yakalanır, önce idama mahkum edilir sonra bağışlanır. Hapisten partisinin gizli kanadını yönetir.
Mayıs 1966’da kaçarak İsviçre’ye geçer. Lozan’da hukuk tahsil eder. 1989’da partisinin kongresine katılmak üzere Cezayir’e döner. Aralık 1991’de yapılan seçimlerin ilk turunda FFS %10 oy alırken İslâmi Selamet Cephesi (FIS) birinci parti olur. Bunun üzerine FFS “Ne polis devleti ne köktendinci Cumhuriyet” şiarıyla başkentin bağımsızlıktan beri görmediği büyüklükte bir miting düzenler.. 1942’de özgür ve demokratik Cezayir için mücadeleye başlayan Ahmed, toplumsal ve demokratik ulusal birliğin sağlanması için bir konsensüs peşinde son ana kadar mücadelesini sürdürdü. 23 Aralıkta hasta yatağında 89 yaşında hayata veda ederken, Cezayir kendi tarihiyle bir kez daha yüzleşme imkanına kavuşuyordu.