Kasım
sayımız çıktı

Efsaneler: Önce farklı yaklaşım sonra tek adam, tek anlatım…

KONGRAT KABİLESİ VE ÇEŞİTLİLİĞİN ZAMANLA SONA ERMESİ

Kongratlar, Çinggis Han’ın çocukluğu döneminde bugünkü Moğolistan ve İç Moğolistan bölgesinde farklı gruplar hâlinde yaşadılar (12. yüzyıl). Bu farklı grupların da birbirlerinden ayrı yaradılış efsaneleri vardı. Ancak zamanla bunlar yerini “atasoylu” bir anlatıma bıraktı. Zira artık kardeş atalar, farklı anlatımlar devri değildi; tek anlatım zamanı gelmişti.

Topluluklar farklı olsa da yine de tarihe bakı­şımızı beklentilerimiz yönlendirir. Bunlar­dan biri de toplulukların birleşmek için can attığı, bunu istemeyenler çıkınca da onlara karşı zor kullanmanın uygun olduğudur. Örneğin Anadolu Selçukluları, Konya ve Sivas gibi bazen çift bazen de çokmerkezli oldukları hâlde, onları tek yani Konya mer­kezli görmek isteriz. Kadim Türklerin birden fazla yaradılış efsanesinin olması da benzer şekilde bilginleri düşün­dürmüştü. Günümüzde artık bu efsanelerin Kadim Türk toplumunun farklı gruplarına ait olmuş olabileceği fikri ağırlık kazanmıştır.

Aslında bu durumu başka İç Asya topluluklarında da görmekteyiz. En güzel ve açık örnek, Çinggis Han’ın eşi Börte’nin mensup bulunduğu Kongrat kabilesidir. Her ne kadar Kongratlar Börte’nin Çinggis Han’ın ilk (baş) hatunu olmasıyla tanınıyorlarsa da, bu kabilenin daha sonraki yüzyıllardaki serüvenleri hiç de azımsanacak gibi değildir; hatta onları 1804’te Hive Hanlığı makamına oturtacak kadar hareketli ve çeşitlidir. Öte yandan Kongratlar kendi tarihlerini Çinggis Han ile başlatmaz, çok daha öncelerine dayandırırlar; hatta iki yaradılış efsanelerinden biriyle Ergenekon Destanı’na bağlanırlar. Kongratlar hakkında erken dönemlere ait bu efsanevi bilgiler, ilk olarak 14. yüzyıl başında Reşideddin’in Camiüttevarih’inde karşımıza çıkar.

Kongratları sadece efsanelerde görmeyiz. Çin kaynak­larına göre Kongratlar, Çinggis Han’dan çok önce tarih sah­nesinde görülür. Kıtay (Liao) sülalesinin çöküşünden (1124) sonra Orhun-Baykal bölgesi üzerinden Orta Asya’ya doğru yol alan ve orada Karahıtay diye bildiğimiz devleti kuran Kıtaylar, yol üzerinde 18 ayrı boy ile buluşur (1129); işte Kongratlar bu boylardan biridir.

Kongratlar, Çinggis Han’ın çocukluğu döne­minde bugünkü Moğolistan ve İç Moğolistan (ÇHC) bölgesinde farklı gruplar halinde yaşarlar. Bu grupların da birbirlerinden ayrı yaradılış efsaneleri vardır. Börte’nin babası Dey Seçen, kuzeydeki gruba mensuptur. Aslında o dönem­lerde Çin sınırı yakınlarında bulunan güney grubu, büyük ihtimalle ticaret yolu nedeniyle epey güçlen­mişti. Ancak kuzey grubunun Çinggis Han’ın babası ile kurduğu dünürlük ilişkisi hanedanın yükselişi ile yüzyıllar boyunca devam etmiştir.

Büyük ihtimalle güneydeki gruba ait olan ilk efsa­neye göre, Kongratların ataları altın bir küpten doğmuş­lardır. Küp, mağara gibi ana rahmini hatırlatan motifler, İç Asya yaradılış efsanelerinde sıklıkla görülür (Devin Dewe­ese, 1994). Burada asıl ilginç olan, küpten doğanın tek kişi olmaması, soyun üç kardeşe dayanmasıdır. Bu tür “kardeş atalar”, onların tek merkezli olmadığını gösterir. Güneyde oturanların Çinggis Han’ın tek merkezli politikalarına son dakikaya kadar karşı çıkmaları da, çok kardeşli efsanenin güneydekilere ait olma ihtimalini arttırmaktadır.

Ergenekon Destanı’na dayanan ikinci efsane ise, daha sonra muhteşem bir tarih ile yüzyıllarca yaşamış olan ku­zeydekilere ait olmalıdır. Bugün Kazakların Orta Cüz’ünde görülen Kongratlar, batıya doğru yol almış olanların evlat­larıdır. 19. yüzyılda Mirab Munis’in yazdığı Firdevsülikbal’de bulunan bu efsane, Kongratların tarihini Hz. Adem’den başlatarak yazılan giriş kısmında ele alınır. Bu çerçevede Kongratlar, İslâmiyet öncesi Türk ve Budizm öncesi Moğol efsaneleri çerçevesinde kendilerine evrende ve tarihte bir yer bulmuş olurlar. Ergenekon Destanı’nda bilindiği gibi, bir demirci dağın bir kısmını eriterek çıkışı sağlamıştır. Ancak aynı efsaneye göre Kongratlar acele etmişler; demir daha tam soğumadan dışarı çıkıvermişler ama bu yüzden de onlarda sıklıkla gut (derd-i pay yani ayak has­talığı) görülmüştür.

Firdevsülikbal bize artık merkezî bir idare sahibi Hive Hanlığı’nın geriye bakışını akset­tirir ve hatta Kongratlar sanki eskiden Çing­gis Han’la hakimiyeti paylaşan bir grupmuş izlenimi uyandırır. Öte yandan bu yeni yakla­şım, genellikle babadan oğula geçen atasoylu bir anlatım sergiler; çünkü artık kardeş atalar, farklı anlatımlar zamanı değil, tek anlatım zamanıdır..

ZamaninIzinde
Moğolistan’da ağaç gövdesinden yapılmış Börte heykeli…