Uzun mesafeli kervan ticareti, Eski İpek Yolu’na ismini vermişti. Bugün ise Kazakistan’ın kara limanı Khorgos’a gelen mallar, buradan konteynerler vasıtasıyla Avrupa’ya taşınıyor. Bir zamanlar taşınan Çin porselenlerinin içine, kırılmasın diye toprak konurken, şimdi straforlar bilgisayarları sarıp sarmalıyor.
Eski İpek Yolu’nun kendine göre bir raconu vardı. Bu bölgede, özellikle de Taklamakan çölü etrafında Tanrı Dağları’nın güney, Kunlun Dağları’nın kuzey eteklerindeki vaha şehirlerinden hareketle, kısa mesafeli kervan ticareti hakimdi. Öte yandan daha az olsa da, uzun mesafeli kervan ticareti de kaynaklarımızda tasvir edilmektedir. Bugün ise durum çok değişti.
Tarihten bir yaprak gibi olan bu tasvirlerden biri, uzun mesafeli kervan ticaretini ayrıntılı bir şekilde ele alan Benedict de Goes’a aittir. Bu seyyah 1603’te Yarkent’ten hareketle Çalış, Piçan ve Turfan’dan geçmiş, sonra da yollarda telef olmuştur. Onun Yarkent’de hazırlanan kervan hakkında verdiği bilgiler, bu işin diplomatik ve bürokratik aşamalarını öğrenmemize vesile olur. Goes, Yarkent’te bulunduğu sırada Kâbil’li tüccarların kervanı dağılmış ve yeni bir kervanın teşkili ise 1 yıl kadar sürmüştü. O sırada Doğu Çağatay Hanı olan Muhammed Han’ın kendi adına Çin imparatoruna gidecek kervanı bir çeşit ihaleye çıkarttığı ve iki yüz torba misk tutarındaki yüksek ücreti veren kişiyi kervanbaşı olarak tayin ettiği görülmektedir. Ayrıca han bu kervanbaşına kendi namına elçilik yapma salahiyetini vermişti. Kervana katılanların da kervanbaşının emrinde olduğu han tarafından tasdik edilmişti. Bundan sonra hediyeler sunmak ve külliyatlı miktarda ödemelerde bulunmak suretiyle kervanbaşı, kendisinden başka dört kişiye daha elçi payesinin tevcihini sağlamıştı. Kısacası Çin kaynaklarının Tarım Bölgesi’nden gelen diplomatik misyon olarak kaydettikleri bu seferin arka planı çok başka idi.
Kervana katılan diğer yetmiş iki kişi de kervana katılma hakkını satın almışlardı. Böylece “Hıtay’a (Çin) giden kervan kendisine bir sefaret heyeti süsü vermiş oluyordu; zira o memlekete başka türlü girmelerine imkan yoktu”. Kervan nihayet yola çıktıktan sonra da Yolçı (yani yolcu) denilen bir yerde hükümdar tarafından verilmiş olan belgeler kontrol edilmiş ve çıkış vergisi ödenmişti.
Burada “diplomatik” ilişkileri yürütenlerin hükümdarlar ve onların temsilcileri olan bürokratlar değil de, tüccarlar olduğu açıkça görülmektedir. Ancak hükümdarlar kendi adlarına yapılan bu kervan seferlerine izin vermekle belli bir gelir sağladıkları gibi, kervan çıkışlarını vergilendirmekle de bu geliri arttırmış oluyorlardı. Kervanların hareket tarihlerinin, Çin’den verilmiş olan izinlere bağlı olduğunu belirten Benedict de Goes, tüccarların her yıl Çin’e gidemediklerini ve ne zaman gitmeleri gerektiğini bildiklerini söylemektedir. Özel olarak belirtilen zamanların dışında gelen heyetlerin de, yeni yıl veya culûs gibi münasebetlerle gelmeleri gerekiyordu.
Halbuki durum şimdi öyle değişti ki, New York Times Kazakistan’ın kara limanı diye Khorgos yakınında Nurkent adlı; içinde bir okul, yuva ve dükkanlar olan yeni bir yerleşimden bahsediyor. Burada oturanlar vinç operatörleri, demiryolu işçileri ve gümrük memurları gibi gayet sınırlı bir grup. Havanın -40 dereceye düştüğü bu bölgede, Çin’den Orta Asya’ya gönderilen bilgisayar gibi teknik aksam donmasın diye konteynerler ısıtılıyor, yazın da soğutuluyor. Bugün Topkapı Sarayı’nda bulunan Çin porselenleri kervan yoluyla nakledilirken, porselenler kırılmasın diye hurçlara toprak konur, toprağın içine fasulye ekilirdi. Yol boyunca sulanan toprağın içindeki fasulyeler filiz verir, bu filizler de bugün bilgisayarları koruyan strafor gibi porselenleri sarıp sarmalardı. Demek vasıtalar değişse de yöntemler değişmiyor.
Bu kara limanı daha da gelişeceğe benziyor. Zira Çin’den malları Avrupa’ya deniz yoluyla göndermek 40-50 gün alıyor; halbuki buradan göndermek yarı yarıya zaman kazandırıyor. İşin mali cephesine gelince… Bir konteynerin karayolu ile gitmesi denizyoluna göre 10 misli daha pahalı, ama uçaktan gene de daha ucuz. Nurkent Khorgos’takiler ileride mekanize yöntemler kullanarak, masrafı azaltmayı planlıyorlar. Burası gerçekten bir kara limanı; gelişmesini Çin kadar Kazakistan da destekliyor.