Kimileri onu zehirli kabul etmiş; kimileri mitleştirmiş, iyileştirici özellikler atfetmiş. Kimileri sözde koruma amacıyla, kimileriyse lanetli kabul ettiğinden “misafiri gelen” kadınları toplumun dışına itmiş. Menstrüasyon bahsediyoruz! Bugün bile adı anılmaktan imtina edilen, toplumun yarısının doğal bir fonksiyonu olmasına rağmen nedense konuşulmayan regl ve tarihin satıraralarında bile kendine yer bulamayışı…
Dünya nüfusunun yarısı, insanlık tarihinin başlangıcından bu yana her ay düzenli olarak regl oluyor. Buna rağmen bu biyolojik sürecin tabulaştırılması, gizli tutulması gereken ayıp bir şey sayılması nedeniyle dünyanın dörtbir yanındaki kadınlar bugün bile ayrımcılığa uğramaya, “kirli” kabul edilmeye, kendileri ve çevreleri için tehdit olarak görülmeye devam ediyor.
Bu ayrımcılığın son dönemde Türkiye’de artan fiyatlarla birlikte daha da çok konuşulmaya başlanan bir yüzü de “regl yoksulluğu” olarak tezahür ediyor. Regl yoksulluğu, regl dönemlerinde kişilerin kullanmak zorunda oldukları ürünlere erişim sıkıntısı yaşaması anlamına geliyor. TÜİK verileri, hijyenik ped fiyatlarının geçen yıla kıyasla neredeyse iki katına çıktığını gösterirken, Derin Yoksulluk Ağı’nın İstanbul’da yaptığı bir araştırmaya göre, açlık sınırındaki ailelerin % 82’si hijyenik pede erişemediğini söylüyor. Mevsimlik tarım işçileri, mülteciler ve büyük kentlerin yoksul kesimlerinde yaşayanlar, regl yoksulluğundan en çok etkilenen kişilerin başında geliyor.

#tarih’in Mayıs 2022 sayısı tüm Türkiye’de bayide…