Arkeoloji, artık Türkiye’nin Batı’yla rekabete girdiği bilim dallarından biri. Ülkemizin arkeoloji ve eski eser politikasını belirleyen Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü ile Türk Tarih Kurumu’nun destekleri sonucunda, arkeologlar 2023’te çok önemli keşiflere imza attılar.
ŞANLIURFA – KARAHANTEPE / MÖ 10.000
‘Hassas içerikli’ erkek heykeli
İstanbul Üniversitesi’nden Prof. Dr. Necmi Karul tarafından yürütülen ve Anadolu anıt sanatının başlangıcını oluşturan Göbeklitepe kültürüne ait bir yerleşme olan Karahantepe’de 2.3 m. yüksekliğinde bir erkek heykeli bulundu. Elleri ile penisini tutmuş olan figürün benzerleri, yakın çevredeki Sayburç ve Balıklıgöl’de de ortaya çıkarılmıştı. Haber Türkiye medyasında çoğunlukla heykelin penis bölümü olmadan paylaşıldı.
İSTANBUL – BEŞİKTAŞ / MÖ 7.000
Şehrin göbeğinde Neolitik dönem kalıntıları
İstanbul Arkeoloji Müzeleri başkanlığında Beşiktaş Meydanı Metro İstasyonu ana girişi kazılarında Neolitik Dönem’e ait olduğu düşünülen işlenmiş ahşap kalıntıları bulundu. Erken Tunç Çağı kromlekli mezarlarının altında saptanan ahşap kalıntıları, Yenikapı kazılarından sonra İstanbul’da keşfedilen en önemli organik bulguları oluşturuyor.
VAN – KANİYA BEKAN / MÖ 1200
Nekropolde ameliyatlı kafatasları
Van’ın Çatak ilçesindeki Kaniya Bekan Nekropolü’nde, Van Müzesi başkanlığında yürütülen kazılarda ortaya çıkarılan 400 iskeletten 30’unun kafatasında ameliyat izleri (trepanasyon) saptandı. Anadolu’da Neolitik Dönem’den itibaren görülen trepanasyon uygulamasının nedeni hakkında görüşbirliği bulunmuyor. Bir grup biliminsanı bunu tıbbi sebeplerle ilişkili görürken, kimi uzmanlar trepanasyonun dinsel temelli bir pratik olduğunu savunuyor.
VAN – KÖRZÜT KALESİ / MÖ 900
Erken Urartu döneminden izler
Van Müzesi başkanlığında Muradiye yakınlarındaki Körzüt Kalesi’nde gerçekleştirilen kazılarda Urartu yazıtları keşfedildi. Urartu Kralı Menua dönemine ait olduğu düşünülen yazıtlar, iki taş blok üzerine 6 sıra çivi yazısıyla yazılmış. Sözkonusu yazıtlar, Erken Urartu Dönemi’ne ait olmaları nedeniyle son derece önemli bulgular kategorisinde değerlendiriliyor.
ÇORUM – BOĞAZKÖY / MÖ 800
Demir Çağı’ndan eşsiz bir parça
Hattuşa Antik Kenti’nde Alman Arkeoloji Enstitüsü’nden Prof. Dr. Andreas Schachner başkanlığındaki kazılarda fildişi bir süsleme parçası bulundu. Yaklaşık 30 cm. uzunluğunda, 10 cm. genişliğindeki fildişi parçada, parlak zemin üzerine kazınmış sfenks ve aslan figürleri ile iki hayat ağacı motifi yer alıyor. Demir Çağı için eşsiz bir eser olan fildişi parçanın mobilya aksamı olduğu düşünülüyor.
AMASYA – OLUZ HÖYÜK / MÖ 700
Kare planlı yeni sunak ve ateş ocağı
İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şevket Dönmez başkanlığında devam eden Oluz Höyük kazılarında Med Dönemi’ne ait sunak keşfedildi. Sunak, Kubaba Kutsal Alanı’nda ortaya çıkarıldı. Geç Frig Dönemi’nde inşa edilen ancak Med Dönemi’nde “kutsal ateş ocağı” ve platform gibi eklentilerle müdahale gören sunağın kare planlı tapınakların en erken örneği olduğu düşünülüyor.
KAHRAMANMARAŞ – TANIR YASSI HÖYÜK / MÖ 600
Anadolu’da nadir bir Pers yapısı
Ahi Evran Üniversitesi’nden Dr. Elif Baştürk başkanlığında yürütülen Tanır Yassı Höyük kazılarında, Akhaimenid (Pers) Dönemi’ne tarihlenen mimari kalıntılar saptandı. Avlulu bir komplekse ait olduğu gözlenen yapı, nitelikli taş döşemeleriyle dikkati çekiyor. Anadolu’da nadir olarak görülen Akhaimenid yerleşmeleri, Perslerin Anadolu’yu işgali sırasında ve sonrasında kültürel bir değişim gerçekleştirmediklerine işaret ediyor.
BARTIN – AMASTRİS / 200
Afrodit ama su perisi
Amasra Müzesi başkanlığında modern Amasra içinde yer alan Amastris Antik Kenti’nde yapılan kazılarda Afrodit heykeli bulundu. Figürün aynı zamanda su perisi Nymphe özellikleri taşımasının Anadolu arkeolojisinde ilk defa gözlendiği ifade ediliyor.
MUĞLA – STRATONİKEİA / MÖ 152
‘Dans eden Mousa’ heykeli
Pamukkale Üniversitesi’nden Prof. Dr. Bilal Söğüt başkanlığında yürütülen Stratonikea Antik Kenti kazılarında, antik dönem mitolojisinin ilham perilerinden olan “Dans eden Mousa” heykeli ortaya çıkarıldı. MÖ 2. yüzyılın meşhur heykeltraşlarından Philiscus’un yaptığı bilinen ve Zeus ile Mnemosyne’nin kızları olan ilham perilerinden “Dans eden Mousa”nın, Anadolu ve Yunanistan’da sadece Roma dönemi kopyaları biliniyor.
ADIYAMAN – PERRE / 100-300
Sabbion ve Maxiadas burada yatıyor
Adıyaman Müzesi başkanlığında Perre Antik Kenti’nde Roma Dönemi’ne ait 17 Khamosorion tipi lahit içeren bir mezar odası bulundu. Lahitlerden birinin üzerinde, kazıma tekniğiyle yapılmış Sabbion ve Maxiadas isimli erkek ve kadın adları tespit edildi. Sözkonusu yazıt, Anadolu’da bir Khamosorion lahit üzerindeki ilk örnek.