İstanbul’da, seçkin bir ailenin çocuğu olarak doğdu. Bahriye Mektebi’ni bitirdi; gemi inşaat mühendisi oldu; ABD’de ve Almanya’da eğitimine devam etti. Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk denizaltı ve harp gemilerinin yurtdışındaki yapımına nezaret etti. İTÜ’de profesör oldu. Akbaba dergisindeki olağanüstü çizimleriyle tanındı ve trajik bir şekilde öldürüldü.
Üç kardeşin ikincisi olarak 1903’te İstanbul-Erenköy semtinde doğan Muhittin Emin Etingü, soyadı kanununa kadar Muhittin Emin olarak bilinir. Annesi Münire Hanım, Refik Halid Karay’ın kız kardeşidir. Bu çok yönlü biliminsanı seçkin bir ailede doğup büyümüştür. Dayısı Refik Halid Karay, babası mabeyn katiplerinden 1871 doğumlu Mehmet Emin Efendi, babaannesi Kırım Hanı Giray Han soyundan Ruhsar Hanım’dır. Almanca, İtalyanca ve İngilizce bilen Muhittin Etingü, varlıklı bir İstanbul ailesinin kızı Fatma Münevver Hanım’la 1936’da evlenmiştir. Bu evlilikten 24 Aralık 1939 doğumlu, Robert College mezunu Ali Etingü dünyaya gelmiştir (Ali Etingü, Koç topluluğunda turizm sektöründe çalışmış, üst düzey yöneticiliklerde bulunmuş saygın bir işinsanıydı; öl. 2019).
Muhittin Emin 1917’de Heybeliada Bahriye Mektebi’ne girdi. 1917-1921 arasında burada okuyan Muhittin Emin, son sınıfta İnşaat-ı Bahriye bölümünü seçip 1921’de gemi inşaat mühendisi olarak mezun oldu. Harp gemilerinde stajdan sonra, 1923-1925 arasında ABD’de MIT ve Almanya’da Hochschule’de eğitimine devam etti. 1925-26’da Almanya’nın Lübeck şehrinde tersanede gemi inşaı, tanker ve yüzer havuz yapımı ile ilgili uygulamalı görevlerde bulundu. 1926’da ülkesine döndü ve yurtdışına ısmarlanacak destroyer, avcıbotu ve denizaltı alımı şartnamelerini hazırladı. Sakarya ve Dumlupınar denizaltılarının yapımı için İtalya’da Trieste yakınlarındaki tersanede görevlendirildi. 2.5 yıl burada kalan Muhittin Etingü denizaltı yapımı ve seyir bilgisini artırdı. Tekrar yurda dönünce Gölcük Deniz Fabrikaları Fen Heyeti’nde yer aldı; Türk donanmasındaki gemilerin bakım ve onarımlarını gerçekleştirdi. 1934-1937 arasında Millî Savunma Bakanlığı’nda görev yaptı ve denizaltıların proje ve teknik şartnamelerini hazırladı. 1937’de Almanya’nın Kiel şehrindeki Krupp Germaniawerft tersanesinde Türkiye için sipariş edilen Ay Sınıfı denizaltıların inşaat kontrol heyeti üyesi oldu.
1939’a kadar süren bu hizmetleri sırasında, isimlerini bizzat Atatürk’ün Celal Bayar’a dikte ettiği Saldıray, Batıray, Yıldıray ve Atılay isimli denizaltılar inşa edildi ve kızağa konuldu. 1939-1943 arasında yine gemi inşaat alanında çalışmalarına devam eden Muhittin Etingü, Deniz Kuvvetleri adına “Yıldırım” ve “Bora” olarak tanımlanan iki tip hücumbot yapımında çalıştı. Bu hücumbotlardan 12 tane üretildi ve bunlar Donanma’da hizmete katıldı.
Taşkızak tersanesinde binbaşı rütbesiyle görev yaparken Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün isteği ve Hasan Ali Yücel’in atama emriyle Ata Nutku ile beraber İstanbul Teknik Üniversitesi’nde (İTÜ) Makine Fakültesi Gemi Şubesi’ne tayin edildi. Daha sonra yarbay rütbesiyle ve İTÜ senatosunun onayı ile profesörlüğe yükseldi. 1948-1952 arasında üniversitede ders veren Muhittin Etingü, talihsiz bir kaza sonucu çok erken bir yaşta, 49 yaşında vefat etti (Edirnekapı Şehitliği’nde yatmaktadır).
Bu çalışkan ve üretken biliminsanının ölümü, akıl almaz olaylardandır. 12 Ekim 1952’de Beyoğlu’nda çiçekçilik yapan Rıfat Gerede isimli kişi, Muhittin Etingü’nün akrabası Bedri Tümay’ın yanında çalışan Ayşe isimli hanıma âşık olur. Ancak aile bu evliliği reddeder. Alkolik ve kabadayı bir tip olan Rıfat Gerede, Taksim’de Abdülhak Hamit Caddesi’ndeki Hava Apartmanı’na gelerek 9 numaralı dairede oturan Etingü ailesinin kapısı çalar. Kapıyı açan Muhittin Etingü’yü karşısında gören Gerede, elindeki dinamit lokumunu patlatır. Büyük bir gürültü ve kesif duman sonrasında hem Gerede’nin hem de Muhittin Etingü’nün cansız bedenleri ile karşılaşılır. Anlamsız ve sebepsiz bir şekilde öldürülen bu kıymetli biliminsanının vefatı ülkede büyük yankı uyandırır. Hadise günlerce incelenir, fakat tam olarak aydınlatılamaz.
Biliminsanı ve sanatçı
Muhittin Etingü’nün bir biliminsanı olmasının dışında çok önemli bir reklam afişleri ve çizimleri de yaptığı bilinmektedir. Bunlardan “İntibah Çamaşır Fabrikası” ilanı elimizdedir.
Denizaltı tasarımı, gemi inşaı, İstanbul Teknik Üniversitesi’nde bir bölümün kurucu hocası olmak gibi çok özel işler yapan Muhittin Etingü, cumhuriyet döneminde modernleşme, cemiyet hayatı ile ilgili, esprili karikatürler çizen önemli bir çizer olarak da iz bırakır. Karikatürlerinin zaman zaman yayımlandığı Akbaba dergisinin kurucusu ve sahibi Yusuf Ziya Ortaç, Muhittin Etingü’nün ölümünden 4 yıl sonra dergide ona özel bir bölüm hazırlatır. Burada Ortaç’ın Muhittin Etingü hakkında yazdıkları şöyledir:
“Bundan 34 yıl evvel Heybeliada Denizcilik Mektebi’nden güleryüzlü bir genç diploma aldı. Bu, makine mühendisi Muhittin Etingüdür. Zeki idi, zarifti, keyifli insandı. Yaptığı karikatürlere bakınız: Sanatkâr bir mizacın bütün inceliklerini görürüsünüz. Çizgileri, tipleri, hiç kimseye benzemedi. Zevk ile, sabır ile çalışmasını bilen bir gençti. Beş yıl kadar Hollanda, İtalya, Almanya’da öz mesleği üstünde çalışan Etingü, 1949’da Teknik Üniversiteye profesör olmuştu. Aradan dört yıl geçti ve 1952 Eylül’ünde, bir sabah apartmanının kapısında feci bir suikaste uğradı ve neşe, hayat dolu gözlerini yaşamaya doyamadığı dünyasına yumdu. Nur içinde yatsın” (Akbaba, sayı: 239, 11 Ekim 1956, sayfa: 13).
Grafik tasarımları, karikatürleri, yaptığı kapaklar bilindiği hâlde şimdiye kadar yaşamı hakkında pek az bilgiye sahip olduğumuz Muhittin Etingü’ye dair yeni bilgi ve belgelere, oğlu merhum Ali Etingü’nün eşi Bente Etingü sayesinde ulaştık. Bu cömertliği için kendisine teşekkür ediyoruz.