Sözdizimine gösterilen özen, iletimizin hedef tarafından doğru algılanması bakımından önem taşıyor şüphesiz. Sözdizimi (Fransızcası ile sentaks) doğal dillerdeki cümle kurma ilkelerini inceleyen ve cümle kurma esnekliğini ele alan dil bilimi dalıdır. Türkçe sözdiziminin en belirgin özelliği, kelime gruplarında ve cümlede ana ögenin genellikle sonda bulunmasıdır. Edebî topluluklar bilinçli olarak sözdizimi sapmaları yapabilir.
SUHA ÇALKIVİK
Sözcüklerin cümle içinde yanlış yerde kullanılması şeklinde görülen anlatım bozukluğuna sözdizimi yanlışlığı diyoruz. “Gaz maskesiz binaya girmeyin” cümlesinde “gaz maskesiz” ifadesi yanlış yerde olduğu için binada gaz maskesi bulunması gerektiği anlamını çıkarırız. Oysa cümle, “binaya gaz maskesiz girmeyin” şeklinde kurulmalıdır. Sözdizimine gösterilen özen, iletimizin hedef tarafından doğru algılanması bakımından önem taşıyor şüphesiz.
Sözdizimi (Fransızcası ile sentaks) doğal dillerdeki cümle kurma ilkelerini inceleyen ve cümle kurma esnekliğini ele alan dil bilimi dalıdır. Türkçe sözdiziminin en belirgin özelliği, kelime gruplarında ve cümlede ana ögenin genellikle sonda bulunmasıdır. Cümlede yargı bildiren öge yüklemdir ve cümle, yüklem üzerine kurulur.
“İkinci Yeni” örneğinde görüldüğü gibi edebî topluluklar bilinçli olarak sözdizimi sapmaları yapabilirler. Bu, ürettikleri edebî eserin estetiğiyle doğrudan ilgilidir.
Ece Ayhan “Ala Ala Hey”de,
“Bütünleyemez mi sanıyorsunuz çalışır bir şiir kara
Yukarda parçalanmış yüzleri
Türkiye mezarlığının derinliklerinden çıkarıp”
… derken, şiir okurunun genellikle “alıştığı sözdizimini” istemesinden rahatsızlık duyduğunu, bu bakımdan “işinin zor” olduğunu söylemiştir. Onlarca sözdizimi sapmasına rastladığımız Ece Ayhan şiirinde, sıfatları isimlerden sonra kullanma eğilimi ağır basar (Bakışsız Bir Kedi Kara kitabının isminde, “kara” sıfatının isimden sonra kullanılması gibi). Bu elbette Türkçenin sözdizimine aykırı bir durumdur. Ancak Ece Ayhan bu bilinçli sözdizimi bozumunu, “yerleşik sözdizimi ile yazılmayacak her şeyi sözdiziminden yararlanarak dile getirmek” olarak değerlendirmiştir. İkinci Yeni şairleri, sözdiziminde ve dil bilgisi kurallarında yaptıkları değişiklikleri, şiir dilinde yenilik olarak sunmuşlardır.
Edip Cansever’in, “Sizi görmüyor muyum dikkat! trenlere çikolata yediriyorum”;
Cemal Süreya’nın, “Dengesini uzun bıyıklarına borçlu yürürken”;
İlhan Berk’in, “Ben seni çıkarım, belki o balkonları”;
Turgut Uyar’ın, “herkes sevinç duydular yeni bir çiçeğin kokusuna”
… dizeleriyle karşılaşıldığında ilk anda şaşkınlığa uğrar ve tahminlerle anlamlandırmaya çalışırız. Oysa İkinci Yeni şiiri, geleneksel dil yürütmeleriyle çözülemez. Anlaşılması güç imgelerin kurulması, özel bir söz varlığına yer verilmesi ve sözdizimindeki sapmalar, bu şiirin en belirgin özellikleridir.
Ece Ayhan’ın sözdizimi ile bitirelim: “Bence bildiğimiz ‘insan’ sözcüğü bir ‘fiil’dir hem gerçekte, hem bence. Ve ben insan aklına gelebilecek bütün zamanlarda bu ‘insan’ fiilini çekmeye çalışırım. Tabii yeni bir sözdizimi ve yeni bir dil bilgisiyle”.