Ekim 2024 Sayımız Çıktı

Sample Category Title

Osmanlılar ve ‘dilsiz canlar’

Nakkaşların öykü anlatma becerileri ve gözlem yetenekleri sayesinde insan-hayvan ilişkisinin Osmanlı Türklerindeki tezahürleri görsel birkaç anlatıma bürünür. Elimizdeki bu oldukça az...

ANZAC siperlerine propaganda bildirisi

Kara muharebelerinin en yoğun şekilde yaşandığı 1915’in Mayıs ayında, 14. Alay askerleri tarafından savunulan Bombasırtı (Quinn’s Post) mevkiindeki düşman siperlerine bir...

Çanakkale Savaşı’nı tarihe nakşeden insan: Mehmet Şevki Paşa

Türk haritacılar, 1915 muharebelerinden hemen sonra, arazi üzerinde özellikle savaş bölgesindeki askeri pozisyonları, anı ve izleri tek tek, ayrıntılı şekilde kaydettiler....

Santim santim yukarıya doğru 6.18

Armand Duplantis sadece 20 yaşında! Bu süper atletin geçen Şubat’ta gerçekleştirdiği 6.18’lik dünya rekoru, atletizmin bu dalındaki “yükselme”nin son basamağı. Tabii...

Pasteur’den önce mikropları tanımıştı: Ignaz Semmelweis

19. yüzyıl ortalarında, henüz virüs-mikrop-hijyen kavramları dahi pratik olarak mevcut değilken “el yıkamanın” önemini anlayan ve bunun için mücadele eden bir...

‘Usûl-i Tehaffuz’ ya da karantina uygulamaları

Hastalık taşıyanların izolasyonu anlamına gelen ve önce 30 günden (trentino) sonra 40 güne (quarantino) çıkarılan önlemin adı İtalyanca. Osmanlı Devleti’nde bilinen...

1. Dünya Savaşı ve suçu Almanlara lafı İspanyollara atmak

1. Dünya Savaşı’nın son yılında başgösteren İspanyol Gribi salgını, trajedi içinde trajediydi. Fransa’da bunun aslında gizli bir Alman saldırısı olduğuna inananların...

İspanyol Gribi de ayrım yapmadı ama en çok yoksullar ağladı

Tarihçiler, 1. Dünya Savaşı’na gösterdikleri ilginin onda birini bile daha fazla can alan İspanyol Gribi salgınına göstermedi. Liderler ve generaller de...

Kendimiz ettik, kendimiz bulduk

Tarım ve şehirleşmeyle başlayan uzun dönem boyunca birçok salgın hastalık insan türünü tehdit etti. Ancak bu salgınların ortaya çıkıp yayılmasının baş...

Mahrem olanın tasviri

Osmanlı saray nakkaşları, mensup oldukları sarayın Harem dairesini gözleyip tasvir etmeyi akıllarından bile geçirmemiş gibidir. Burası “mahrem/korunan” bir alandı ve saraylı...

Geçip giden kadınlar; durdurmaya çalışanlar

Baudelaire’den Apollinaire’e, oradan Breton ve Aragon’a -Necip Fazıl ve Ahmet Muhip Dıranas’ı atlamadan- Char ve Cocteau duraklarından geçerek değişen ama hiç...

Tarihin küllerinden özgürleştirici bilgiye

Bir tarihî roman yazarı olarak tanınan Marguerite Yourcenar, geçmiş zamanda geçen her öykünün bir tarih olduğunu düşünür. Tarihi, okurları yaşadıkları ortamın...