Kutuplaşmayı, görüş, inanış, siyasal veya ideolojik yaklaşımları taban tabana zıt olanların meydana getirdiği inatçı kenetlenme durumu olarak tanımlayabiliriz. Tarihin her çağında, dünyanın her yerinde din-mezhep, iktidar kutuplaşmaları vardır. Sorun, kimliklerin farklılığı ya da bu kimliklere mensup olanların farklı düşünmesi değildir. Bu farklılıklar, birbirine tahammülü olmayan kutuplar yaratmadıysa toplumun gelişmesine yol açar. Ama ortada “betonlaşmış” taraflar varsa orada kutuplaşma vardır. Anadolu coğrafyası gibi sayısız farklı kimliğin yaşadığı yerlerde kutuplaşmanın etkileri daha sık görülür. Osmanlı Devleti’nden bugüne kadar, bazıları yaşandıkları dönemde olup biten, bazıları yüzyıllardır süren kutuplaşmalar yaşandı. Sonucu kimi zaman savaş, kimi zaman ayaklanma olan bu kutuplaşmaların kiminde devlet taraftı, kiminde değildi, kiminde kavga devleti kimin yöneteceği kavgasıydı. Hepsinin ortak noktası kutuplaşan tarafların karşı tarafa kulaklarını kapaması, ortak yaşam iradesinin yok olmasıydı.