6 Ağustos 1915’te yeni ve taze kuvvetlerle Anafartalar’a ikinci bir çıkarma gerçekleştiren İtilaf kuvvetleri, Arıburnu cephesiyle bağlantılı büyük bir taarruz başlattı. Ama 25 Nisan’daki gibi yine Mustafa Kemal devreye girecek ve karşı saldırılarla muharebeleri fiilen sona erdirecekti.
Temmuz ortalarına kadar süren muharebelerde Türk savunması karşısında hedefine ulaşamayan İtilaf kuvvetleri, kritik bir kararın arifesine gelmişti. Ya siper muharebesine dönüşerek kilitlenen cepheyi açmak için taze ve büyük kuvvetlerle takviye edilecek ordu yeniden talihini deneyecek ya da Çanakkale Seferi’ne son vererek çekilip gidecekti.
İlk seçenekte karar kıldılar. Buna göre 55 bin askerle Anafartalar sahiline yeni bir çıkarma, Arıburnu cephesinden de Conkbayırı-Kocaçimen hattının işgalini hedefleyen bir baskın harekatı yapılacaktı.
İtilaf kuvvetleri, 6 Ağustos’ta başlayacak çıkarma ile eşzamanlı diğer cephelerde uygulanacak harekat planları hazırladı. Buna göre 6 Ağustos akşamı çıkarmadan birkaç saat önce Seddülbahir cephesinde ve Arıburnu’nda Türk birliklerinin dikkatini bu bölgelere çekecek şiddetli hücumlar yapılacaktı. Arıburnu cephesinin kuzeyindeki vadilerinden Conkbayırı-Kocaçimen Tepe hattına iki saldırı kolu halinde ilerleyecek birlikler bu hakim tepeleri işgal edecekti. Gece karanlığı ile Anafartalar sahilinde Suvla koyuna çıkarılacak tümenler Anafartalar ovasının gerisinde bulunan Kavaktepe-Tekketepe hattını ele geçirip, Kocaçimen’i işgal eden diğer grupla temas sağlayacaktı.
Bu harekat başarılı olduğu takdirde Türk ordusunun Arıburnu cephesi düşürülmüş olacaktı. Bundan sonra güneye yönelecek Müttefik kuvvetler, Boğaz hattını ve Kilitbahir platosunu işgal edecek, Seddülbahir cephesinde bulunan Türk kuvvetleri de iki ateş arasında kalarak teslime mecbur edilecekti. Ama işler hiç de kağıt üzerinde olduğu planlandığı gibi kolay gitmedi. ANZAC cephesinde, özellikle Kanlısırt’ta yapılan Avustralya taarruzu dışında Türk ordusunu meşgul etmeyi amaçlayan saldırılar istenilen hedefe ulaşmadı. Ama Kanlısırt’ta Türk siperlerinin düşmesi cephe komutanlığında krize yol açmış, Conkbayırı-Kocaçimen’i hedefleyen saldırı kollarının önünde zayıf örtme kuvvetlerinden başka kimse kalmamıştı. Ne var ki gece karanlığında derin ve karmaşık tepeler vadiler içinde yolunu kaybeden İtilaf birlikleri, hedeflerine ulaşmada geciktiler.
Beş gün süren muharebelerde 2280 asker şehit oldu. Mevzi ANZAC’ların eline geçti, ama onlarda ilerleyemedi. Kanlısırt siperlerini savunan askerler ve sonrasında onlar için dikilen ve bugünkü Lone Pine mezarlığı yapılırken yıkılan Türk anıtı.
6 Ağustos gecesi Anafartalar sahiline 20 bin asker çıkarıldı. Bu bölge Türk ordusu tarafından 3 taburla tutulmaktaydı. Bu zayıf Türk kuvveti, karaya çıkan iki İngiliz tümenine karşı son derece akıllıca bir taktikle mukabele ederek, Gelibolu ve Bolayır bölgesinden Anafartalar’a gönderilen 7. ve 12. Tümenlerin gelişine kadar direndi.
Ordu komutanı Liman Paşa, Gelibolu’dan gelen iki tümenin derhal 8 Ağustos günü taarruza geçmesini emretmişti. Ancak bu tümenlere komuta eden Albay Ahmet Feyzi Bey, birliklerin toplanması ve dinlenmesi için saldırıyı 9 Ağustos seher vaktine erteleyince görevden alındı ve yerine Arıburnu’nda 19. Tümen Komutanı olan Albay Mustafa Kemal getirildi. Mustafa Kemal, 9 Ağustos sabahı iki tümenle Anafartalar ovasında ilerleyen İngiliz kuvvetlerine taarruz etti. Kısa bir sürede bozguna uğrayan İngiliz tümenleri sahile kadar geri çekildi.
Bununla birlikte Conkbayırı-Kocaçimen hattını tehdit eden saldırı kolları tehlikeli bir şekilde tepelerin zirvesine yaklaşmış, hatta Conkbayırı’nı tutmuştu. Mustafa Kemal, hiç vakit kaybetmeden 10 Ağustos sabahı Conkbayırı’nda süngü hücumuna karar vererek ve İtilaf kuvvetleri hakim tepeler hattından geri attı. İtilaf birliklerinin son ümitleri de kırılmış, Çanakkale muharebeleri fiilen sona ermişti. Bu tarihten sonra tekrar siper muharebeleri dönemi başlayacak, tahliye tartışması kızışacaktı.