Dünün ve bugünün gündemi e-postanıza gelsin.

Erkek egemenliğinin kalesi açıldı kadına tıp fakültesi

Ebeler mesleki eğitim almaya 1842’de, hemşireler ise 1908’de başlamışlardı. Ancak hekimlik mesleği, “iffet ve ahlak” değerlerini zedeleyeceği gerekçesiyle kadınlara uygun görülmüyordu. Eylül 1922’de Tıp Fakültesi’ne kabul edilen ilk 10 kız öğrenciden 6’sı 1928’de stajlarını tamamlayarak okulu bitirecek, arkalarından gelenlere ilham kaynağı olacaktı.

Kadınların yükseköğ­renimi, 2. Meşrutiyet yıllarında yenilikçilerle gelenekçiler arasındaki en mü­him tartışma konularından biri olmuştu. Maarif Nâzırı Ahmet Şükrü Bey’in (1875-1926) döne­minde, kadınların yükseköğ­renim görebilmelerinin yolları aranmaya başlanmış, 7 Şubat 1914’te başlatılan “Hanımlara mahsus serbest dersler” ile kadınlar ilk defa Darülfünun konferans salonundan içeri adım atmıştı.

Serbest derslerden yararla­nan Darülmuallimat (kız öğret­men okulu) mezunları, bununla yetinmemiş, Maarif Nezareti’ne başvurarak kadınlara yükse­köğrenim imkanı sağlayacak bir İnas (Kadınlar) Darülfünu­nu talep etmişlerdi. O dönemde kız liseleri ve öğretmen okulla­rında kadın öğretmen ihtiyacı artıyordu. Bunun da etkisiyle, serbest dersler kaldırılarak 12 Eylül 1914’te Eminönü’n­de bulunan Zeynep Hanım Konağı’nın bir bölümünde İnas Darülfünunu açıldı. Dersleri Darülfünun hocalarının verdi­ği okulun edebiyat, riyaziyyat (matematik) ve tabiiyat (doğa bilimleri) olmak üzere üç şubesi vardı ve öğrenim süresi üç yıldı. Ancak bu girişimin, kadınlar ile erkeklere eşit dü­zeyde eğitim imkanı sağlama hedefinden epeyce uzak kaldığı çok geçmeden anlaşıldı.

1924 yılında Tıp Fakültesi’nde okuyan kız öğrenciler bir arada.

#tarih’in Mayıs 2023 sayısı tüm Türkiye’de bayide…

Devamını Oku

Son Haberler