Seçimleri Demokrat Parti’nin kazanması, yani iktidarın seçimler yoluyla el değiştirmesi Türkiye için bir ilkti ama 1950 seçimleri birçok başka ilke daha sahne oldu.
Bu seçimlerinin en önemli yeniliklerinden biri siyasi partilerin ilk kez, kendilerini seçmenlere tanıtabilmek için seçim kampanyaları yapmalarıydı. CHP iktidar olmanın gücünü kullanıyor, özellikle parti komiseri gibi davranan il valilerinin çabalarıyla yurdun her köşesindeki seçmene ulaşıyordu. DP bu şanstan yoksun olduğu için daha profesyonel bir kampanya yürüttü. Partilere seçimden 15 gün önce başlayarak verilen radyodan propaganda hakkı, daha çok kırsal bölge oylarını hedefleyen ve devlet olanaklarından yoksun DP’nin işine yaradı.
Kampanya afişleri de 1950 seçiminin ilklerinden biriydi. DP’nin “Yeter söz milletindir” sloganı 1950 seçimlerinin en bilinen sloganı olmuştu. Üzerinde bu sloganın olduğu Selçuk Milar imzalı meşhur afiş, siyasi tarihimizin önemli renklerinden biri olarak hafızalara kazındı.
Henüz araştırma şirketleri ve seçim anketleri dönemi gelmemişti ama Hürriyet gazetesinin büyük kentlerin ana meydanlarına sandık koyarak yaptığı anket, Türkiye’nin ilk seçim anketi olduğu için ilginçtir.
Muhalefetin bastırması sonucu yeni seçim yasası Meclis’ten geçmişti. 1946’daki şaibeye zemin hazırlayan açık oy gizli tasnif yerine gizli oy açık tasnif uygulanacak, ayrıca adli denetim sağlanacaktı.
14 Mayıs’ta seçimler yapıldı. 1946’da CHP’nin işine yarayan adaletsiz çoğunluk sistemi bu kez DP’ye yaradı. DP, yüzde 53.3 oyla Meclis’teki sandalyelerin yüzde 83.8’ini kazanmış, yani 408 milletvekili çıkarmıştı. CHP aldığı yüzde 39.9 oya karşılık 69 sandalyeyle yetinirken, Meclis’e giren üçüncü parti olan Millet Partisi (MP) ise yüzde 3.1 oyla bir milletvekilliği kazandı. DP’lilerin en çok memnun eden yerlerden biri, 1946 seçimlerinde en çok şaibenin döndüğü İstanbul sonuçlarıydı. DP’nin 27 milletvekiline karşılık CHP İstanbul’dan hiç milletvekili çkaramadı.
Selçuk Milar’ın ünlü afişi.