Yazar-gazeteci Yıldırım Türker, son kitabı Bahçe’de “bu dünyayı yaşanılası kılan insanların serüvenlerini” okurlarıyla paylaşıyor. Türker’in daha önceki gazete yazılarından derlenen kitabında yer alan hayat öykülerinden biri de İsrail vatandaşı Tali Fahima’ya ait. İsrail’in katliam politikasına kafa tutan ve vatan haini ilan edilen aktivist Tali’nin hikayesi…
“Tali Fahima dünyanın en ünlü vatan hainlerinden. Fahima, 2004 yılında Batı Gazze’ye gittiği, düşmanlarla görüştüğü ve onlara ordu belgelerini tercüme ettiği gerekçeleriyle tutuklanmış bir İsrail vatandaşı.
Ona “Arapların orospusu” dendi. “Vatan haini” ilan edildi. Ona iyi bir Yahudi olmayı öğretmeye ant içmişlerdi. Günde 16 saat boyunca kollarını oturduğu sandalyeye kelepçeleyerek sürdürdüler bu eğitimi. İsrail gizli servisi Şin Bet, kararlıydı. Tali, iyi bir Yahudi olmayı beceremeyince hapse atıldı. 30 ay çok ağır koşullarda yattı. Artık serbest. Ama ülkeyi terk etmesi, Filistin bölgelerine yaklaşması hâlâ yasak.
…Tali, tahliye edildikten sonra Guardian’a verdiği ilk söyleşide anlatmıştı: “İlk suçum Şin Bet’le çalışmayı reddetmemdi, ikincisi Filistinlileri ziyaret etmeyi sürdürmem, üçüncüsü de İsrail’in katliam politikasını protesto etmem.”
BAHÇE
YILDIRIM TÜRKER,KARA KARGA YAYINLARI, 312 SAYFA, 30 TL.
“Şin Bet’in nasıl çalıştığını öğrendim. İsraillileri de Filistinlileri de, hepimizi nasıl terörize ettiklerini öğrendim. Devletimizin nasıl çalıştığını öğrendim. Bizim adımıza yapılan şeylerin nasıl bizden saklandığını öğrendim.”
…“Arapların bu topraklarda yaşamaması gerektiğini düşünecek şekilde büyütüldüm. Bir gün, bilgilerimde birçok eksiklik olduğunu, medyanın bizden çok şey sakladığını fark ettim. Jeton düştü. Mesele insan meselesiydi. Onların hayatlarından biz de sorumluyduk. İşte o gün televizyon seyretmeyi bıraktım.”
…2000 yılında bir gazetede El Aksa militanı Zekeriya Zübeydi ile yapılmış bir söyleşi Tali’nin hayat hikayesinin dönüm noktasıdır. Zübeydi, medyada hep yansıtıldığı gibi bir canavar değildir. Söyleşiyi yapan gazetecinin aracılığıyla Tali ve Zekeriya ilk olarak telefonda beş saat konuşurlar. Tali, bu “canavar”ın korkunç koşullarda yaşatılan kendi yaşlarında bir insan olduğunu fark eder. Uzun bir serüvenden sonra onu ziyaret etmek için yola çıkar. Amacı, Filistinlilerin İsrail’e saldırmalarının nedenlerini öğrenebilmektir. Zekeriya’yla tanışması, onunla uzun tartışmaları, orada görüp işittikleri Tali’nin canını yakar.
…İsrail’in üç kez suikast düzenleyip öldürmeyi başaramadığı, bir türlü kıstıramadığı bir adamla görüştüğü için, Filistinlilerin acılarını dile getirdiği için, barış istediği için suçlu bulundu. Uzun süren işkenceli sorgulanması sırasında Şin Bet, gazetelere Zübeydi ile aralarında bir ilişki olduğunu çıtlattı.
Tali, “İkimizi de kötülemek, karalamak için başvurulmuş bir Şin Bet taktiği” diyor. “Arapların orospusu”, düşmanın kadını olmak, vahşi savaşçıların ona uygun buldukları imge, doğal olarak. Dünyanın her yerinde kanseverlerin taktikleri ve düşgüçlerinin sınırı üç aşağı beş yukarı aynı değil midir?
İllüstrasyon: M. K. Perker