1950’den 1953’e Kore’de devam eden sıcak savaş, milyonlarca kişinin ölümüne, evsiz kalmasına yol açmıştı. Muharebelere katılan Türk askerleri, karşılarındaki düşmandan çok, çaresiz-kimsesiz kalan siviller ve çocuklarla ilgilenmek zorunda kaldılar. Kimi zaman kendi canları pahasına, Koreli sivilleri kolladılar. Necmettin Özçelik’in özel arşiv fotoğraflarıyla cephenin öteki yüzü.
KAHRAMAN ÜSTTEĞMEN VE KORELİ ÇOCUK
1.Tugay, Topçu İleri Gözetleme Subayı Üstteğmen Mehmet Günenç, bölük hatlarına giren düşmanla çok yakın temasta idi. 22-23 Nisan 1951 günü saat 01:00’da kendi bulunduğu yerin koordinatlarını Türk topçusuna vererek buraya ateş etmelerini istemiş, “bizi onlara teslim etmeyin, vatan sağolsun” diyerek şehit olmuştur. Koreli çocukla görünen soldaki Yüzbaşı Süleyman Pulat, sağdaki ise şehit Üstteğmen Mehmet Günenç’tir.
ANKARA OKULUNDA İNSANLIK DERSİ
Türk askeri Kore’ye ilk adım attığından itibaren, ailesini kaybetmiş çocuklara hem giyim hem yiyecek konusunda yardımcı oldu. Daha sonra bu çocukların eğitimleri için Ankara Okulu kurulmuş ve buradaki çocukların bütün masrafları Türk tugayları tarafından karşılanmıştı. Bu girişimleri yansıtan posta pulları, Türkiye’de de bir dönemin insanlık dersini yansıtıyor.
CEPHEYE GİTMEDEN BAYRAM NAMAZI
Kore’ye gidecek 1. Tugay askerleri, Eylül 1950’de yola çıkmadan evvel İskenderun’da toplu bayram namazı kılıyor (solda). 1 yıl sonra bu defa Kore’de bayram namazında, Tugay müftüsü Muhsin Örtülü, Ramazan Bayramı sabahı vaaz verirken (altta).
ŞEHİT VE KAHRAMAN PİLOT MUZAFFER ERDÖNMEZ
Hava Pilot Üstteğmen Muzaffer Erdönmez (soldan ikinci), 21 Nisan 1951 tarihinde Kunuri yakınlarında Yalu nehri üzerinde bir köprüyü imha görevi almış, uçağı vurulduktan sonra atlamamış, uçağı hedef köprüye çevirmiş, tüm bomba ve roketleri ile köprünün tamamen imha edilmesini sağlayarak şehit olmuştu.
BAHTİYAR YALTA: KUNURİ KAHRAMANI
Türk Tugayı’nın ilk ve önemli muharebesi, Kuzey Kore’nin kuzeyindeki Kunuri bölgesinde yaşanmıştı. O sırada havan takım komutanı olarak muharebeye giren Üsteğmen Yalta (en arka sırada, ortada, miğfersiz), yanındaki 3 subay ve 76 erle birlikte düşman muhasarasını yarmış; Kunuri’den Pyongyang’a kadar 100 km. yürüyerek, üç gün boyunca hiç uyumadan savaşarak geri çekilmişti. Yakın tarihte vefat eden Yalta’nın, Kunuri muharebeleri üzerine kitabı, uluslararası nitelikte bir harp tarihi çalışmasıdır.
BIYIKLI ASKERLER
Güney Koreli göçmenlere yardımcı olan askerler, palabıyıklarıyla dikkati çekiyor. Kore’deki askerlerimize istedikleri takdirde bıyık bırakmak serbestti. En büyük ceza ise, bir suç işledikleri takdirde bıyıkların bütün tugay önünde kesilmesiydi (solda ve sağda).
MARLYN MONROE: SARIŞIN BOMBA!
Ünlü film yıldızı Marlyn Monroe 17 Şubat 1954 günü Kore’ye gelmiş ve aralarında 4. Türk Tugayı’nın da bulunduğu birliklere konser vermişti. Monroe’nun Kore’ye gelişi, dönemin basınında da geniş şekilde yer almıştı.
AĞIR MAKİNALI ŞAHAP GÜRELİ
Üstteğmen Şahap Güreli, her gittiği yerde yanından ayırmadığı ve sürekli sırtında taşıdığı ağır makinalı tüfeği ile muharebelerde adından söz ettirmiş, kahraman bir subaydı.
UNUTULAN KAHRAMANLAR
Sarıkamışlı Er Hacı Altıner, savaştan sonra Amerika Birleşik Devletleri’nde sembol askerlerden biri olmuştu. Savaşta görev yaptığı süre içerisinde 14 kere yaralandı. ABD Başkanı tarafından özel olarak davet edildi. En önemli savaş madalyası olan gümüş yıldız ile onurlandırıldı. Birçok şehrin fahri hemşerisi ilan edildi. Hatta ABD’de kalması için ikna edilmeye çalışıldı. Fakat sadece görevini yaptığını ve Türkiye’ye dönmek istediğini belirterek bu teklifi kabul etmedi (üstte).
3. Tugay’dan Yüzbaşı Şinasi Sükan, Karson ileri karakolunda savaşırken, düşman el bombası ile bacağı parçalanan bir kahramandı. Tek başına 75 Çinli askeri savaşdışı bırakmıştı (solda ortada).
1. Tugay’dan Teğmen Rıdvan Terzi ise Zonguldaklı bir subaydı. 17-18 Mayıs muharebesinde, 5. Bölük Takım Komutanı olarak karşısındaki Çinli birliklerin içerisine çift tabanca ile girmiş, birçok düşmanı öldürmüş, kendisi de göğsünden vurularak şehit olmuştu (solda altta).