Kasım
sayımız çıktı

İlmin zirvesinden meçhul akıbete Ermeni hekimler

Osmanlı Ermeni aydınlanmasının hukukçu ve öğretmenlerle birlikte üçüncü sacayağı hekimler ve eczacılardı. Mesleklerini olduğu kadar toplumlarını da geliştirmeye gayret gösteren bu insanlar 1880’lerden itibaren ortaya çıkan başlıca Ermeni siyasi örgütlerinin aktif üyeleri oldular.

OKTAY ÖZEL

Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane’de, yani İmparatorluk Tıp Fakültesinde 1850’lerden itibaren çok sayıda Ermeni öğrenci okudu, çok sayıda Ermeni hekim ders verdi. Öğrenci yetiştirdi. Osmanlı’da ilk modern tıp kitaplarını yazanlar arasında Ermeni hekimler vardı. Ve onların epeycesi aynı zamanda Cemiyet-i Tıbbiye-i Şahane’nin üyesiydiler. Ermeni Etıbba Cemiyeti’nin kurucu ve başkanlarından Hayk Baronik Madteosyan ve Dr. Vahram Torkumyan ile kimi diğerleri bu Cemiyet’in de başkanlığını yaptılar.

Osmanlı imparatorluğu henüz onu oluşturan bütün toplulukların, milletlerin imparatorluğu idi. Tanzimat’ın modernleşmeci ittihad-ı anâsır anlayışıyla belirgin bir çoğulculuğu geliştirmeye ve uygulamaya gayret ettiği dönemde bu gibi imparatorluk kurumlarında Ermeni uzmanların, memurların, meslek sahiplerinin hiç de azımsanmayacak katkıları oldu. Bilhassa tıp ve sağlık hizmetlerinde ve eğitimindeki katkıları daha da görünür durumdaydı.

Bu hekimler bir yandan da dönemlerinin aydınlarıydı. Avrupa’da yaygın modern pozitifist, liberal-milliyetçi düşünce akımlarının etkisindeydiler. Tıpkı çağdaşları Namık Kemal’ler, Ziya Paşa’lar gibi. Çoğu mensubu oldukları topluluğu, Osmanlı deyimiyle milletlerini, cemaatlerini ilerletmeyi, dönüştürmeyi hedefleyen misyon duygusu güçlü aydınlanmacı öncülerdi.

Arsen Yarman, Ermeni Etıbba Cemiyeti (1912-1922). Osmanlı’da Tıptan Siyasete Bir Kurum (İstanbul: Tarih Vakfı, 2014) adlı kapsamlı çalışmasında ele aldığı Osmanlı’nın bu son iki kuşak Ermeni hekimleri ve Soykırım sonrasında çıkardıkları Tarman dergisi bu geleneğin içinden geliyorlardı.

Aralarında Ermenilerin de olduğu Osmanlı hekimlerinin bulunduğu bir kartpostal.

Osmanlı Ermeni aydınlanmasının hukukçu ve öğretmenlerle birlikte üçüncü sacayağı bu hekimler ve eczacılardı. Bu yüzden onların mesailerinin bir boyutunun, hatta önemli bir boyutunun toplum ve siyaset alanı, toplumsal ve siyasal faaliyetler olması anlaşılır bir durumdu. Mesleklerini geliştirmek kadar toplumlarını da gelitirmek ve dönüştürmeye de gayret gösteriyorlardı. Dolayısıyla, 1880’lerden itibaren ortaya çıkan başlıca Ermeni siyasi örgütlerinin, partilerinin aktif üyeleri, hatta yöneticileriydi çoğu. Giderek siyasallaşan bir toplumsallığın başlıca aktörleri, temsilcileydiler.

Dr. Vahram Torkomyan

Ermeni Etibba Cemiyeti’nin kuruluşu da Ermeni toplumunun II. Meşrutiyet yönetimlerinin kendilerine yaşattığı hayal kırıklıklarıyla da doğrudan ilgiliydi. Giderek imparatorluk kurumlarından dışlanmanın ilk emareleri karşısında gösterdikleri bir tepkiydi de bir bakıma. Özellikle 1910’lu yıllardan itibaren İttihat ve Terakki Cemiyeti liderliğinin ve dönemin hükümetlerinin Ermeni toplumsal ve siyasal talepleri karşısında giderek daha tepkisel bir tutuma kaymaları sadece Doğu Anadolu’da açık sömürü ve şiddete en fazla muhatap olan Ermeni köylü kitlelerini değil, bütün imparatorluk sathındaki eğitimli ve meslek sahibi Ermeni aydınlar zümresini de keskinleştirdi ve zor bir seçimle karşı karşıya bıraktı. Sonunda 1915 soykırımında bu türden faaliyetleri sebebiyle birer toplum önderi konumunda olup İttihat ve Terakki’nin gözü kara hışmına ilk muhatap olanlar arasında öğretmenler ve avukatlarla birlikte bu hekimler ve eczacılar da vardı. İstanbul’da yaşıyor olmak, imparatorluk kurumlarında görev yapıyor olmak da bu hekimlerin tehcir ve taktile maruz kalmalarına engel olamadı. Cemiyet’in son başkanı, hatta Şehzade Abdülmecit’in özel doktoru olan Dr. Torkomyan da 24 Nisan sürgününe muhatap oldu; mukadder akıbetten kıl payı kurtulabildi. Osmanlı Ermeni toplumunun en önemli entelektüel ve mesleki birikimi de böylece soykırımın ilk kurbanı oldu.

Cemiyetin kurucularından Torkomyan Dr. Torkomyan, babası, kardeşi Kevork Torkomyan ve iki oğlu ile.

Arsen Yarman’ın Ermeni Etibba Cemiyeti kitabı bizlere o hekimlerin, eczacıların bu hikayesini anlatıyor. Bütün zenginliği, insani ve politik karmaşıklığı ile. Derin bir kavrayış ve vukufla onların hikayelerini tarihselleştiriyor. Ve o hikaye kâh Osmanlı emperyal siyaseti’ne kâh Ermeni toplumunun eşitlik ve özgürlük idealine, mücadelesine bağlanıyor. Daha doğrusu iç içe geçiyor, zaman zaman yolları kesişen iki nehrin müşterek ve epeyce trajik hikayesine dönüşüyor.

Ünlü Ermeni hekimi Amirdovlat Amasiatsi’nin (1416-1496) ölümünün 425. yıldönümünde Ermeni Etıbba Cemiyeti’nde Dr. Vahram Torkumyan’ın sunduğu ve 1922’de kitapçık olarak basılan tebliğin kapağı.

Arsen Yarman’ı her biri muazzam bir mesainin sonucu olan önceki kitaplarından ve Ermenice metinlerden yaptığı çeviri-tahlilleriyle tanıyoruz: SurpPırgç Hastanesi, Sivas 1877, Palu-Harput 1878, Ermeni Yazılı Kültürü, ve Kazaz Artin Amira.

Bilkent Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi.