Kasım
sayımız çıktı

‘Babacığım, selam ederim, 2. karnem hep pekiyi olacak’

MEHMET'TEN NAZIM HİKMET'E MEKTUPLAR

Nâzım’ın Sovyetler Birliği’nde olduğu süre boyunca eşi Münevver Andaç ve oğlu Mehmet Hikmet hep gözetim altındaydı. 1951’den 1955’e kadar mektup almaları-yazmaları yasaktı. O sıralar uluslararası girişimlerle en azından kısmen de olsa bir mektup ve hediye trafiğine izin verildi. İşte 50’li yılların sonlarında, Mehmet’in özlem dolu satırları…

Nâzım Hikmet’in “Kore’ye Giden Gemi” şiirine de yansıyan oğlu Mehmet’e özlemi tek taraflı değildi. Mehmet, büyüdükçe daha bebekken ayrılmak zorunda kalan babasını tanımaya başlamış; ona şiirler, mektuplar yazıp resimler çizmiştir. Bu mektupların bir kısmı, Rusya Edebiyat Sanat Devlet Arşivi’ndeki (RGALİ) Nâzım Hikmet koleksiyonunda bulunmaktadır. 

Babacığım, selam ederim, 2. karnem hep pekiyi olacak
Mehmet’in babasına gönderdiği fotoğraflardan. Arkasında el yazısıyla “Nisan 1955. Babama. Mehmet” yazılı (RGALİ fond 2250, liste 1, dosya 538, yaprak 10 ve arkası)

1951’den Türkiye’den kaçırıldıkları 1961’e kadar, Nâzım Hikmet’in eşi Münevver Andaç ile oğlu Mehmet Hikmet hep gözetim altında tutulmuş, kapılarının önünde bir polis cipi bekletilmiş, pasaport istekleri sürekli geri çevrilmiştir. Hatta 1955’e kadar mektuplaşmaları dahi yasaktır (Me- met Fuat, Nâzım Hikmet: Yaşamı, Ruhsal Yapısı, Davaları, Tartışmaları, Dünya Görüşü, Şiirinin Gelişmeleri, 2015, s. 579) 

Nâzım Hikmet, “Postacı” başlıklı şiirinde şöyle yazmıştı:

MEHMET’TEN NÂZIM’A / 1. MEKTUP

‘Canlanacak yavrusu Hayalinde babamın. Mektubumu alınca’

“ Babacığım bu şiiri Sana yazıyorum.

Babacığım, selam ederim, 2. karnem hep pekiyi olacak
Fotoğrafın arkasına Münevver Andaç, Nâzım’a hitaben şöyle yazmış: “Nisan 1955. Mehmet huysuzluk etmek üzere iken böyle bir hal takındı. Böyle durduğuna bakma” (RGALİ fond 2250, liste 1, dosya 538, yaprak 11 ve arkası).

Mektup
Şu, küçük zarfın içi
Sözlerle dolu sıcak.
Biraz sonra uçakla
Babama ulaşacak

Götürecek gönlümü
Satılardan kanatla
Dil dökecek babama
Sevgi dolu bir tatla

Canlanacak yavrusu
Hayalinde babamın.
Mektubumu alınca
Babacığım bu şiir bitti. Şimdi Asıl Mektup başladı
Babacığım bana ne zaman pul yollayacağın.

MEHMET
Kadıköy

MEHMET’TEN NÂZIM’A / 2. MEKTUP

‘Annemi hiç üzmüyorum çok çok selam ederim…’

Salı 18-II-1958

BABA.

BEN OKULA GİDİYORUM. OKUMA YAZMA ÖĞRENDİM. ANNEMİ HİÇ ÜZMÜYORUM. SANA ÇOK ÇOK SELÂM EDERİM ELLERİNDEN ÖPERİM. ŞEYTANLA [Nâzım Hikmet’in Moskova’daki köpeği] RESMİNİ GÖRDÜM. ÇOK SEVİNDİM. SAĞ OL. İKİNCİ KARNEM HEP PEKİYİ OLACAK.

Oğlun mehmet

(RGALİ fond 2250, liste 1, dosya 213, yaprak 2)

MEHMET’TEN (VE RENAN’DAN) NÂZIM’A / 3. MEKTUP

‘Gönderdiğiniz beyaz pabuçlara çok sevindim’

9-2-1959

Dayıcığım

Babacığım, selam ederim, 2. karnem hep pekiyi olacak

Nasılsın iyi misin? Seni çok özledim. Ben, Mehmet, annem pek çok iyiyiz. Sen orada iyi misin? Annem geçen gün bize senin için üşütmüş olduğunu söyledi. Geçmiş olsun. Şimdi hastalığın geçti mi? İnşallah geçmiştir. Benim ve Memo’nun dersleri ve karneleri iyi. Şimdi 15 gün tatiliz. Dayıcığım gönderdiğin blüzlara çok sevindim ve çok teşekkür ederim. Çok beğendim. Herkes de çok güzel olduğunu söylüyor. Zaten burada öyle şeyler hiç yok, olsa bile çok pahalı. Memo ne fazla yaramaz ne de fazla uslu. Ancak ikisinin ortası. Fakat böylesi daha iyi. Dayıcığım bilemem biliyor musun bu sene HULA-HOOP modası var. Biz çok güzel çeviriyoruz. Ama öyle 100, 50 defa değil. Onun da üstünde 2066 defa. Fakat nedense annem çeviremiyor. Çeviremediği için de çok kızıyor. O ancak 2 defa çevirebiliyor. Zaten büyükler, küçüklerden daha az çevirebiliyorlar. Dayıcığım pullar o kadar çok oldu ki 2 kalın ciltli defter az geliyor. Biz de çok seviniyoruz. Memoyla ara sıra hafif olarak şakadan veya sahiden kavga ediyoruz ama fazla değil. Dayıcığım şimdi sana yazarken (Memo gel sen de yaz) dedim. O da arka sahifaya yazdı. Onun için oraya bakıver lütfen. Artık sana sık sık metup yazmağa çalışacağım. Dayıcığım burada mektubumu bitirmeye mecburum. Çünkü daha Mehmet yazıcak. Geç de oldu. Gözlerinden ve ellerinden öperim.

R. Berk

Babacığım.

Size şimdi ablam yazarken ben de yazıyorum. Nasılsınız? Ben çok iyiyim. Derslerime çok çalışıyorum. Karnem de güzel. Gönderdiğiniz beyaz pabuçlara çok sevindim. Teşekkür ederim. Sizin orada işleriniz nasıl gidiyor? Annem de çok iyi. Ben sık sık sokağa çıkıp arkadaşlarımla oynuyorum. Biz çarşamba günü Ayşe teyzemin kızı Fatoş’un doğum gününe gidiyoruz [Ayşe teyzeden kasıt, Münevver’e Bursa Cezaevi’nde Nâzım’ı ziyaretleri sırasında eşlik eden Dündar Baştımar’ın eşi Ayşe Baştımar, Fatoş da onun kızı Fatma olabilir]. Her halde çok eğleneceğiz. Babacığım burada mektubuma son verirken gözleriniz ve ellerinizden öperim babacığım.

Oğlunuz:

Mehmet Andaç

(Mektubu Münevver Andaç’ın ilk eşi ressam Nurullah Berk’ten olan kızı Renan Berk (ileride Genim soyadını alacaktır) ve Mehmet Hikmet, arkalı önlü birlikte yazmışlardır / RGALİ fond 2250, liste 1, dosya 213, yaprak 3, 3 arkası)

MEHMET’TEN NÂZIM’A / 4. MEKTUP

‘Biraz da ev ve okuldan bahsedelim’

Babacığım, selam ederim, 2. karnem hep pekiyi olacak
Arkasında “Sevgili babama. Mehmet. Ağustos 1956. Caddebostan” yazılı (RGALİ fond 2250, liste 1, dosya 538, yaprak 15 ve arkası).

2-4-960

Babacığım.

Size çoktan beri mektup yazmadığım için özür dilerim. Biraz da ev ve okuldan bahsedelim:

Evde annem bana aritmetiğim iyi olması için hergün “10”ar hesap yaptırıyor.

Okulda ise herşey iyi. Bugün Türkçeden yazılı imtahan olduk. 5 aldım. Notlarımız 5 üzerinedir.

Ablamın da notları çok iyi. Tatile yaklaştık 2 ay var. Tatiller artıyor. Şimdiye kadar 4 tatil geçti. Annem ablama 125 lr bir mayo aldı.

Doğum günüm 2 hafta evvel oldu.

Gelenler:

Fatma, Ömer, Ayşe, halam, Ayşe teyzem, Mualla teyzemdi.

Halam da 2 hafta evvel geldi. Hikmet ağabeyle Ayşe ablamlar gelmemişti ve 4 gün kaldıktan sonra Ankara’ya gitti.

Doğum günümde birçok hediyeler geldi. İsimleri şapka, basketbol ve inşaat oyunu idi.

Sıhhatınız nasıl ben çok iyiyim.

Mektubuma burada son verirken gözlerinizden öperim babacığım

Oğlunuz

(İmza)

(RGALİ fond 2250, liste 1, dosya 213, yaprak 4)