Osmanlı Devleti’nin son iki yılında (1922-1923) Türkiye’de de başlayan 1 Mayıs kutlamaları, dönemin dergilerinde de karşılık buldu. Özellikle şiirlerle-çizimlerle yansıtılan 1 Mayıs için, başta genç Nâzım Hikmet olmak üzere birçok edebiyatçı seferber oldu. Yeni Hayat dergisi 1922’de Ankara’da 1 Mayıs ve işçiler için ilk özel sayıyı çıkaracak, ilk şiiri yayımlayacaktı.
YENİ HAYAT DERGİSİ / 1 MAYIS 1922
İlk 1 Mayıs şiiri Saraçoğlu imzasıyla…
Yeni Hayat, Türkiye Halk İştirakiyun Fırkası’nın (THİF) yayın organı olarak ilk sayısını 18 Mart 1922 tarihinde, Ankara’da İkaz Matbaası’nda yayımladı. Ankara’da eski harfli Türkçe çıkan ender Sol yayınlardan biriydi. Haftalık çıkan derginin lejandı şöyleydi: “Bütün dünyanın emekçileri ve mazlum halkı birleşiniz!” Derginin sahip ve müdürü hanesinde “Nâzım” ismi yazıyordu. Dergiyi çıkaran bu isim, TKP’nin kurucularından, THİF Genel Sekreteri, Tokat milletvekilliği de yapmış Nâzım Resmor Öztelli’ydi (1866-1935).
Yeni Hayat’ın 1 Mayıs 1922 Pazartesi tarihli 7. sayısı, “1 Mayıs nüsha-i fevkalâdesi” üstbaşlığını taşıyordu. Bu sayı, basın tarihimizdeki ilk 1 Mayıs özel sayısıydı.
Derginin imzasız ilk yazısının başlığı “1 Mayıs”tı. “Bundan otuz üç sene evvel 1889 senesinde ikinci defa olarak Paris’te toplanan Avrupa Sosyalistleri, Beynelmilel İkinci Sosyalist Kongresi’ni teşkil ve Bir Mayıs’ı kendilerine bayram ittihazıyla tesid etmişlerdi” satırlarıyla başlayan yazı şu cümlelerle bitiyordu: “Kralların, prenslerin taçlarını, tahtlarını deviren bugünkü mazlum beşeriyetin, Lloyd Corcların ve hempalarının sernigûn (başaşağı) olduklarını görmekle de bahtiyar oldukları gün pek yakındır.”
Yazının altında ise bir 1 Mayıs şiiri vardı (bu şiir, günümüze kadar yanlış ulaşan bir bilgiyi de düzeltmek için önemli bir vesikadır; ilk 1 Mayıs şiiri olduğu kaydedilen Yaşar Nezihe Hanım’ın 1 Mayıs 1923 tarihli Aydınlık dergisinde çıkan şiirinden tam 1 yıl önce yayımlanmıştır).
“Saraçoğlu” imzasıyla çıkan tarihimizin ilk 1 Mayıs şiirinin tamamı şöyleydi:
Mayıs bütün sinemizin süslü güzel gelini /
Sanatının elmasıyla tezyin eder kendini /
Kalbindeki gizli aşkı mesaiyi benimser /
Demir renkli çehresinde altın nuru gülümser /
Doğdu bu gün medeniyet insaniyet güneşi /
Kapitalist hayatının söndü artık ateşi /
Nasırlanan ellerinde emekçinin şan vardır /
Ey emekçi vur çekici, vur oturma şan arttır /
Bir Mayısın hatırası sevdasıdır ebedi /
İnsanların gözlediği kutlu bayram bu idi /
İşte bütün insanlığı tesid eden gün bugün /
İşte bize pek sevinçli meserretli bir düğün /
Ayrı yoktur bu meslekte işçi birlik koludur /
Bu mesut gün dertleşmenin en birinci yoludur /
Kutlu olsun bu mübarek, ferihli (neşeli) gün arkadaş /
Bugün sanat çiçeğiyle taçlanıyor her bir baş.
(Aydınlık dergilerinin taranmış nüshalarına TÜSTAV’ın iternet sitesinden ulaşılabilir.)
AYDINLIK DERGİSİ / 1 MAYIS 1923
İlk 1 Mayıs çizimi ‘N. A.’ imzasıyla…
İkdam gazetesinin 1 Mayıs 1923 tarihli ilk sayfasındaki haberde şöyle yazıyordu: “Bugün Amele Bayramı. İstanbul amelesinin tezahüratı. Bugün cihan amelesinin 39. defa olarak tesid edeceği (kutlayacağı) 1 Mayıs Amele Bayramı’nı bizim amelemiz de teside hazırlanmışlardır.”
1923’ün 1 Mayıs’ı ilk defa resmen “İşçi Bayramı” olarak kutlandı ve TKP’nin kurucularından Şefik Hüsnü Deymer’in (1887-1959) çıkardığı Aydınlık dergisi 15. sayısında ilk defa 1 Mayıs’a özel bir kapakla piyasaya sunuldu. “Bütün dünyanın işçileri birleşiniz!” lejandlı derginin sembol kapağında; kırmızı fon üzerinde, kalpaklı, fesli, başörtülü, sarıklı, ülkenin bütün emekçileri ilk resmî 1 Mayıs’ı, “İşçi Günü 1 Mayıs” flaması altında kutlarken tasvir edilmişti. Bu kapak, Türkiye’de kutlanacak sonraki 1 Mayıs’lar için de sembol bir çizim oldu. “N.A” imzalı ve ilk defa dergimizde yayımlanan bu sembol kapağın suluboya orjinal çiziminde ise, flamada “İşçi Bayramı 1 Mayıs” yazmaktaydı. “N.A” inisiyali kullanan sanatçının kim olduğu ise ne yazık ki bugüne dek henüz öğrenilememiştir.
AYDINLIK DERGİSİ / 1 MAYIS 1923
Yaşar Nezihe: ‘Ey işçi… Kuvvettedir hak‘
Aydınlık’ın 1 Mayıs’ta çıkan sayısının içkapağında, ilk Türk kadın sosyalistlerinden Yaşar Nezihe (Bükülmez) (1882- 1971) imzalı “1 Mayıs İçin” şiiri yer alır. Yeni Hayat’taki ilk “1 Mayıs” şiirinden sonra, Türkçe ikinci 1 Mayıs şiiridir:
Ey işçi!.. / Bugün hür yaşamak hakkı seninken /
Patronlar o hakkı senin almışlar elinden. /
Sa’yinle edersin de “tufeyli”leri zengin /
Kalbinde niçin yok ona karşı yine bir kin? /
Rahat yaşıyor; işçi onun emrine münkad; /
Lakin seni fakir etmede günden güne berbat. /
Zenginlere pay verme, yazıktır emeğinden /
Azmet de esaret bağı kopsun bileğinden. /
Sen boynunu kaldır ki onun boynu bükülsün /
Bir parça da evlatlarının çehresi gülsün. /
Ey işçi!.. / Mayıs Bir’de; bu birleşme gününde /
Bî şüphe bugün kalmadı bir mani önünde… /
Baştan başa işte koca dünya hareketsiz /
Yıllarca bu birlikte devam eyleyiniz siz. /
Patron da fakir işçilerin kadrini bilsin /
Tazim ile, hürmetle sana başlar eğilsin. /
Dün sen çalışırken bu cihan böyle değildi /
Bak fabrikalar uykuya dalmış gibi şimdi. /
Herkes yaya kaldı, ne tren var, ne tramvay /
Sen bunları hep kendin için şan ve şeref say… /
Bir gün bırakınca işi halk şaşkına döndü /
Ses kalmadı; her velvele bir mum gibi söndü. /
Sayende saadetlere mazhar beşeriyet /
Sen olmasan etmezdi teali medeniyet. /
Boynundan esaret bağını parçala, kes, at! /
Kuvvettedir hak. Hakkını haksızlara anlat.”
AYDINLIK DERGİSİ / 1 MAYIS 1923
Türkçe Enternasyonal: ‘Bu kavga en kati…’
1 Mayıs sayısının ikinci sayfasında, 1870’de Eugène Pottier tarafından Fransızca yazılan ve 1888’de Pierre De Geyter tarafından bestelenen Enternasyonal marşı yankılanır. İşçi sınıfının marşı olarak kabul edilen Enternasyonal, bu yayınla ilk defa Türkçe olarak notalarıyla birlikte sunulur. Marş, sağ yumruk dirsekten kırık ve yumruk içi karşıya bakacak şekilde kaldırılarak söylenmektedir:
Kalk ey lanetle damgalanmış /
Aç ve çıplak mazlum dünya! /
Zulme karşı yürekler yanmış, /
Alevlenmiş bu dava! /
Yıkalım bu köhne cihanı, /
Kuralım bir yeni âlem: /
Arzın sefil, mahkûm insanı /
Arza hâkim olur o dem..
(Nakarat)
Bu kavga son, en kati, /
Şanlı bir harp olur. /
Enternasyonal’le /
İnsanlık can bulur. /
Yok bize hiç kimsenin imdadı /
Sultanlardan, vezirlerden! /
Bizi bunlardan kurtaracak /
Kuvvetimizdir ancak /
Parçalayıp köhne zinciri /
Hükmü ele almak için, /
Kızgın iken dövün demiri, /
Ocakları körükleyin!
(Nakarat)
Demir kollu zahmet ordusu /
Dünyada bizleriz ancak, /
Zahmetkeşin fabrika, toprak; /
Tembellere ölüm! Korku! /
Cellatların başında bir gün /
Şimşek çakar, ölüm gürler! /
Al bayrakla doğan parlak gün /
Bize kurtuluş getirir!
(Nakarat)
Aydınlık dergisinin sorumlu yayın müdürü de olan Sadrettin Celal (Antel) (1890-1954), “1 Mayıs” başlıklı başyazısında 1 Mayıs’ın resmî olarak kutlanmasına dair şöyle der:
“1 Mayıs, memleketimizde, maalesef pek yanlış anlaşılmıştır… Geçen seneye gelinceye kadar 1 Mayıs’a, alelade bir çırpıcı veya Kâğıthane tenezzühü (gezisi) mahiyeti verilmişti. Büyük bir memnuniyetle şahit olduk ki bu yanlış ve muzır telakki, yavaş yavaş değişmeye ve Türkiye işçi sınıfı da beynelmilel 1 Mayıs gününün hakiki mahiyetini anlamaya başlamıştır. İstanbul’da geçen seneki 1 Mayıs, ecnebi işgali ve saray hükümeti tazyikatı altında bulunmamıza rağmen memleketimizde ilk defa olmak üzere, hakikaten işçi sınıfına layık ciddi bir surette yapılmıştır. Kuvvetle ümit ve temenni etmeye hakkımız vardır ki bu seneki 1 Mayıs, geçen senekinden daha muazzam bir surette yapılacaktır.”
AYDINLIK DERGİSİ / 1 MAYIS 1923
Nâzım Hikmet: ‘Geç kaldılar/geç/dan/dan…‘
1 Mayıs 1923 tarihli Aydınlık’ta, elbette Nâzım Hikmet’in de bir şiiri vardır. Şair Moskova’dan gönderdiği ve “İstanbul amelelerine” ithaf ettiği “N. H” imzalı “Grev” şiirinde şu konstrüktivist satırlarla seslenir:
Stop! /
Fren! /
Zınkk! /
Dur – du. /
Amele /
Başparmağını tele /
Dokundurdu. /
Akimülatör, dinamo, motor, buhar, benzin /
Elek – trik /
Tırrrrrrik /
Dur – du. /
Siyah tuğla bacalarda dumanlar donakaldı, /
Koptu kayışlar.
“- Patron sabotaj var. /
– Koş telefona. /
– İşlemiyor. /
– Telgraf /
– Teller kesilmiş makine
bomboş /
– Koş /
Karşımda durma avanak /
Hangarda ne varsa üstüne atlayarak/
Koşun şehre/
Kırk ikilik, tayyare, tank /
Ne bulursanız/
Yetiştirin.”/
Birden /
Bisiklet, motosiklet, otomobil, omnibüs /
Tozu dumana kattılar dumanı toza/
Fakat /
Yine birden /
Ekşi boza, /
Ne ileri /
Ne geri /
Pahh… Fısss… /
Patladı lastikleri.. /
Geç kaldılar /
Geç /
Dan /
Dan /
Dan /
Tıka taka frev /
Edildi ilan /
Umumî grev/”
Dergide Leman Sadreddin “Kadının Hakkı”, Saadet isimli bir başka kadın yazar ise “Kadınlık İçin” yazısını yazmıştır. Saadet Hanım’ın yazısı şu satırlarla biter: “Sizden cebren alınan haklarınızı istemek için birleşmeye ve mücadeleye başlayınız ve yalancılığa karşı hakikatin, esarete karşı hürriyetin, kine karşı aşkın, zulme karşı aydınlığın, ölüme karşı hayatın zaferi için çalışanların arasına karışınız. Birleşiniz, çünkü kadın bir meta gibi kalamaz. O, erkeğin çok kıymetli bir arkadaşı olmalı. Ve onunla elele vererek bütün beşeriyetin, insaniyetin saadeti için çalışmalıdır.”
AYDINLIK DERGİSİ / 1 MAYIS 1924
Yasaklanan 1 Mayıs bayramı ve kızıl kapak
Gösteri ve kutlamalar 1924’ün 1 Mayıs’ında yasaklanır. Aydınlık 1924’e de yine özel bir “1 Mayıs” sayısı yapar ve kızıl bir kapakla okur karşısına çıkar. Kapakta kalpaklı, fesli erkekler, başörtülü kadınlar ve küçük çocuklar orak-çekiç figürlü bayrağı taşıyan grubun çevresinde toplanmıştır. 21 numaralı bu sayının ilk sayfasındaki başyazı Şefik Hüsnü’nün “Amele Sınıfı Cumhuriyet Hakkında Ne Düşünüyor?” başlıklıdır. “Kongreyi (İktisat Kongresi) takip eden geçen seneki 1 Mayıs’ta hükümetin gösterdiği haşin muamele, ameleyi tatlı rüyasından uyandıran bir soğuk duş tesiri icra etti. Yapılan veya yapılması muhtemel olan nümayişler vesilesiyle, bazı inkılapçı işçilerin ve işçi sınıfı dostlarının zindanlara atılması, amelenin halkçı hükümetine karşı beslediği itimad hislerini sarstı” satırlarının yer aldığı yazı şöyle sonlanır: “O hâlde Türk işçisinin bu seneki 1 Mayıs’a ait diledikleri iki maddede hülasa edilebilir: 1-Amele lehinde ciddi bir mesai kanunu. 2-Cemiyetler kanununa sendikalarla edilebileceğine ait bir madde ilavesi. Sendika birliklerinin serbestçe teşkili. 1 Mayıs günü, memleketin her tarafında işçi arkadaşlarımız bu basit dileklerini, gür sesleriyle hükümete işittirmeli ve arzularını is’af ettirinceye kadar, her fırsatta müttehiden harekete gelmeye ahd etmelidir.”
AYDINLIK DERGİSİ / 1 MAYIS 1924
Nâzım’dan Türkiye emekçilerine
Nâzım Hikmet, Aydınlık’ın 1 Mayıs 1924 tarihli 1 Mayıs özel sayısında da “Ahmet” imzalı iki şiirle yer alır. Şairin Türkiye emekçilerine ithaf ettiği “Şarka Çevir Yüzünü” isimli şiir şöyledir:
Yine böyle titredim, yine kaldım böyle lal? /
Bu ağlayan ses kimin, kim bu ürperen hayal? /
Bakışları bulanık? Yüzünün rengi ölü, /
Yarı beline kadar bataklığa gömülü. /
Öyle bir bataklık ki: Sonsuz bir yığın çamur /
Hangi kara bulutlu gökten boşanan yağmur /
Bu yatağı yaratmış? /
Sonra onun koynuna kim bu mahkumu atmış? /
Bu zavallı esirin burada beklediği ne? /
Yoksa hükmedilmiş mi açlıktan ölümüne? /
Odun yığınlarının üstünde
yatacak mı? /
Yoksa taşlanacak mı? Yoksa taşlanacak mı? /
İşte garp ufukları karardı
baştanbaşa, /
Magrib’te bir siyah el onu tutuyor taşa… /
Şimdi kör hücumuyla dinmeyen bir yağmurun, /
Toprağı yumuşuyor saplandığı çamurun, /
Etrafında bataklık büyüyor, çoğalıyor, /
Kurtulmak istedikçe daha fazla dalıyor, /
Fakat hâlâ taş gelen tarafa dönmüş yüzü, /
Hala magrib ufkunda dileniyor gündüzü… /
Ah ey zavallı esir! Oradan ne bekliyorsun? /
Bir güneş ver diyorsun! /
Bir güneş ki yaratsın her şulesinde bir yaz. /
Ebediyen kurusun bu bataklık, bu kuyu… /
Mademki senelerdir senin beklediğin bu; /
Garba yalvarma artık, magribden güneş doğmaz! /
Eğer bir gün kurtulmak istiyorsan, mutlaka /
Şarka çevir yüzünü, yüzünü çevir şarka!..
Nâzım Hikmet yine aynı sayı için “Ahmet” imzasıyla Ehram isimli bir şiiri yazar:
Mısır’ın kızıl çöllerinde yükselen ehram /
Seni bugün gönlünün diliyle söven adam, /
Belki mert yüreklidir, belki de bir delidir, /
Fakat seni ne yapıp yıkmaya yeminlidir… /
Söyle ey taş olan dev! Kımıldan, söyle melun, /
Hâlâ çürümedin mi, koynundaki firavun, /
Hâlâ sürüklenen o ehram medeniyeti /
Bugün de kamçısını çalanların niyeti, /
Koca bir medeniyet evet şanlı mezar /
Hala biz esirleriz, efendilerimiz var, /
Ne vakte dek bin esir bir başa olacak ram, /
Söyle Mısır’ın o kızıl çöllerindeki ehram!
AYDINLIK DERGİSİ / 1 MAYIS 1924
‘Biraz kaldır başını, sana başlar eğilsin’
Yaşar Nezihe Hanım, Aydınlık’ın 1924’teki ikinci “1 Mayıs” sayısında da yeni bir şiiriyle okura seslenir. “Türk işçisine” ithaf ettiği şiiri şöyledir:
Ey işçiler! Bir Mayıs: sizin serbest gününüz; /
Yürüyünüz ileri, “aydınlık”tır önünüz. /
Atölyeler kapandı, dünya sanki uykuda, /
Şimdi istismarcılar hep telaşta, korkuda. /
Bugün kızıl bayrağın kızıl nurlar saçarken, /
Yarın için kurtuluş yollarını açarken… /
Meşru olan hakkını istemekten usanma /
“Sabret biraz…” derlerse bu sözlere inanma! /
Burjuvazi yalanla dolabını döndürür, /
Kalbindeki emelin nurlarını söndürür. /
Sen bir mağdur işçisin, senelerce ezildin. /
“Bir Mayıs”ta hür oldun, bunu bir bayram bildin. /
Evet, hürsün, yarın da hür olmaksa emelin, /
Esaret bağlarını kırsın kuvvetli elin. /
Bir günlük hürriyetin sana bayram oluyor, /
Dudakların gülüyor; kalbin sevinç doluyor. /
Fakat… İdrak etmedin sen hakiki bayramı, /
Yine yarın hırpalar maişetin alamı. /
En büyük bayram sana hakkını aldığın gün, /
İstismardan kurtuluş ne tatlıdır bir düşün. /
Böyle daim birleşip kuvvetini göstersin! /
İttihaddan ayrılma, galip olmak istersen. /
Patronların elinde sen oyuncak değilsin /
Biraz kaldır başını, sana başlar eğilsin.”